16.12.08

Turkcell Super Oldugu Sanılan Lig


Turkcell Super Olduğu Sanılan Lig konusunda yazmaya başlamak gerçekten zor.. neresinden başlamak gerektiği konusunda çok düşünülen bir lig.. sıralamayı tersten alarak değerlendirmeye başlayalım..

kocaeli; ise bu sene başında kurduğu tecrübeli ve yaşlı oyunculardan  dolu kadrosuyla lige fazla (hatta gereğinden fazla) iddialı girmelerinin ve kendilerinin gerçekten takımın gücünü olduğundan fazla görmelerinin sonucunda ve yine hatalı bir antrenör tercihiyle girerek bugünkü durumlarının altyapısını atmışlardı zaten.. bundan sonra toparlanmaları zor ama yılmaz vural son senelerde pek yapamasa da küme düşme adayı takımlarda istenen bir hoca olmasıyla belki bir ivme kazandırıp sürpriz yapabilir.. ama böyle bir olay gerçekten sürpriz olur..

hacettepe; gençlerbirliğinin altyapısından yetişen gençleri yetiştirmek için cavcav tarafından oluşturulan veya hacettepe başkanının dediği gibi gençlerbirliği ile sadece stratejik ortaklık kuran bir takım.. geçen sene oynadıkları sağlam, mücadeleci taım oyunu sayesinde başarılı oldular ancak, sene başında kaybettikleri 2-3 oyuncu ve o oyuncuların yerine gelenlerin bu sene yeterli performans gösterememesinden dolayı başarısız bir sezon geçiriyorlar..

antalya; sezona en kötü antrenör tercihiyle başlayan takım olarak bu durumda olmasına ve mehmet özdilek gibi yaptığı bir hatadan dolayı nerdeyse aforoz edildiği için değerini ispatlamak için hırslanan bir futbol adamını takımın başına getirmesine dua etmeli.. izlediğim maçlarında göze hoş gelen futbol oynamaya çalışmalarına rağmen felaket olan savunmalarına çözüm bulamaz ise sezon sonuna kadar düşme potasında kalabilir..

ankaragücü; bu sene sürekli olarak yönetim ve taraftar çekişmesi ile uğraşan, ama hem hakan kutlu hem de ünal karaman gibi yetersiz antrenörler ile bir türlü başarılı olamayan ve kadro kalitesi itibariyle olmaması gereken yerde olan bir takım.. yalnız sanki melih gökçek ankaragücü taraftar grupları ile başkan cemal aydını düşürmek için işbirliği yaptığı havasını aldığım gelişmeler sonucu cemal aydın görevden ayrıldı.. eğer melih gökçek ele geçirmezse ankaranın  en etkili taraftar grubuna sahip takımı olan ankaragücü toparlanabilir..  

denizli; her sene geleneksel olarak yaptığı hoca değişiklerini bu sene de sürdürerek istikrarsızlığın sembolü oldu.. daha önceki senelerde yaşadıkları ekonomik krizleri bir şekilde kentin sanayisine ön ayak olan firmalar sayesinde atlatan denizlispor, bu sene ekonomik krizin en çok vurgun yaptığı kentin takımı olarak zor durumdan kurtulabilecek mi? bu sorunun cevabına göre takımın durumu kesin bir dönüşüm sergiler.. 

gençlerbirliği; benim çocukluğumdan beri her sene lige mutlaka iyi başlayıp ikinci yarının ortalarına doğru bir düşüşe geçip sezonu ya orta sıralarda ya da düşme hattının biraz üstünde bitirmeyi ilke edinmiş bir kulüp.. yani neden düşüşe geçtiğinin sebepleri benim düşünceme göre; puan ihtiyacı olan kulüplere bir şeyler karşılığında yardım etmek, ve sezon ortasında istanbul takımlarına satmak üzere anlaştığı oyuncuların performanslarındaki düşüşler ve kendini sakınmaları sayesinde ligin başındaki performanslarını kaybederdi.. son iki sene istisnai olarak sezon başından beri hep sıkıntılarla geçirdiler.. her sene aynı performansları izleye izleye taraftar sayılarıda sürekli azaldı. yani hiç bir zaman gerekli atılımı yapmamaları ama ligin ekonomik olarak en rahat takımı olmaları  tezat oluştursada onlar da cavcavın oyuncağı olmaktan kurtulamadılar.. 

istanbul bşb; istanbulun toplam 4 takımı var ama bu takımlardan 1 tanesi 32 deplasman ve 2 iç saha(hacettepe, bb ankara) maçı oynadığı için gerçekten bu ligde ne aradığı belli olmayan bir takım.. her ne kadar başında abdullah avcı gibi gelecekteki başarılı olmaya aday gördüğüm bir hoca olsa da, hatta genellikle çok iyi oyunlar oynasalarda bu ligde malesef fazla oldukları gerçeğini değiştirmiyor.. istanbulun belediye takımı ankaradaki gibi bir kişinin himayesinde değil ama tamamen hükümetle bağlantılı bir takım olduğu için zaten bu ligde olmamalı ya neyse..

konya; konyasporla ilgili söylenecek pek bir şey yok.. bir kulübün başkanı canlı olarak seyrettiğim lig tv deki futbol gündeminde ( ben 9 sene başkanlık yapmak istiyorum ve bu 9 sene de raşit hocamla çalışmak istiyorum )  diyorsa daha bunu söyledikten 9 gün geçmeden raşit hocayı takımdan kovuyorsa.. kimse kusura bakmasın bu takım bizim ligimizde yer almasın.. ve o adam nasıl hala kulübün başkanlığını yapıyor onu anlamakta mümkün değil..
 
eskişehir; eskişehir ile söyleyebileceklerim başında çok güzel bir şehir olması ve ben eğer birgün izmir dışında bir yerde yaşamak zorunda kalırsam bu şehrin eskişehir olmasını istememdir.. ayrıca ligimizde nerdeyse yarı amatör olarak oynanan yıllarda göztepe ile birlikte efsane takım oldukları için bir sempatim olduğundan, uzun yıllar ligde var olmalarını istiyorum.. ayrıca rıza çalımbay gibi futbol fakiri bir beyne sahip bir adamdan ne kadar çabuk kurtulurlarsa onlar için hayırlı olur kanaatindeyim..  bu sene rıza hocaya rağmen gerçekten iyi bir yerdeler ama bu görüntü aldatıcı olabilir.. denizlispor dönemi dışında sürekli başarısız olan bir antrenöre pek güven duyulmayacağını öğrenmeleri acı sonuçlar doğurmaz inşallah..

bursa; bir şehir takımı olarak gerçek taraftara sahip olan ama bu gücü bir türlü doğru kullanamayan, hem kadro, hem antrenör, hem de yönetimsel bazda hiç bir zaman istikrarı sağlayamamış ve sürekli iniş çıkış yaşayan bir takım olarak sene başında kafamda soru işaretlerine rağmen, gayet iyi başlamış olmasına rağmen samet aybaba ile hem göze hoş gelen hemde sağlam görüntü veren bir performans sergilerken anlamsızca samet hocanın görevine son verdi ve daha yeni yeni toparlanma sürecine girdi gibi görünüyor sezonun yarısı biterken..bu kafayla devam ederlerse zirveyi zorlama şanslarını kendi elleriyle azaltırlar.. ayrıca sercan ve mustafa sarp ile ilgili transfer haberlerinden sonra bu oyunculardaki düşüşü engelleyemeyerek ilk yarıyı daha iyi bir yerde fırsatını kaçıdılar..

gaziantep; son 4 haftasına lider girdiği sezon fenerbahçeye ilk yarısı 3-0 biten maçı 4-3 kaybettiğinden beri ilk defa ligin üst sıralarına tutunabilecek bir kadro yapısı oluşturmuş gibi görünüyor.. ayrıca oynadıkları oyunda benim nurullah hocadan hiç tahmin edemeyeceğim kadar göze hoş gelen bir stilde.. özellikle kaybettikleri beşiktaş maçında eksik kaldıkları bölümlerde bile pozisyonlarda hep üstünlerdi ama benim gözlemleyebildiğim bir handikapları var, o da eduardonun çok genç ve tecrübesiz olması dolayısıyla son vuruş ve asist yapma konusundaki eksiklikleri.. ayrıca eduardo bu eksikliklerini giderebilirse ilerde avrupa takımlarının da radarına girebilir.. tabata ise bu sene ligimizde en sürpriz performansı gösteren oyuncu olarak sivrilmiş durumda.. gaziantepsporun  bu sene uefa kupasına katılacak takım adayı olarak oynadıklarını düşünüyorum..

kayseri; tolunay kafkasın bazen oyuncularla özellikle mehmet topuzla arasında yaşanan ego çatışmaları olmasa belki şu andan daha iyi bir durumda olabilirlerdi.. ama sezona istanbullu renkdaşı gibi sakatlık sorunlarıyla girmesine rağmen bu sene de gücünü göstermeye başladılar.. fenerbahçe maçında agahowa performansıyla adından söz edilmesini sağladı ama her zaman o kadar boş alan bulamadığı için performansı kalıcı olamadı.. sezonun 2. yarısına yetişmesi beklenen yeni stadyumları ile iddialı olmayı düşünen kayserispor, şu anki stadını dolduramazken daha büyük bir stadyum yaparak atılıma kalkıyor ama sonuç umdukları gibi olmayabilir..

beşiktaş; sezona savunma hattına takviye yaparak başladı ama kampta yaşanan 2 kaptanının terlik kavgası nedeniyle takımda huzur yoksunu olarak başladı.. tamamen delgadodan verim almayı amaçlayan gereksiz bir hamle ile delgadoyu kaptan, nobreyi 2. kaptan yaparak başladılar.. ama daha sonra gelen metalist mağlubiyeti  ertuğrul sağlamın yerine mustafa denizlinin gelmesi beşiktaşın sezon başında kaybettiği hırsını geri getirmeye yetmedi bana kalırsa.. zaten gerektiğinden fazla abartılan kadrosu ki, sağ bek ( serdar kurtuluş ya orta saha oynuyor ya da sakat) ve sol bek boş, oyun kurucu zayıf.. ve hücum hattında hangisini kesersen huzursuz olacak ve sürekli değişen rotasyonuyla geçen seneden kümüş olarak devam eden bobo, oynadığı sağ kanadı bir türlü kabullenemeyen holosko ve 2. kaptan olduktan sonra daha fazla şans alacağını düşünen nobre üçlüsünün huzursuzluğu ve memnuniyetsizliği ile birlikte bir türlü taraftarının istediği çizgiye gelemiyor.. ayrıca denizli gibi bir futbol adamının delgadoya bu kadar katlanması ve performansını arttıramaması da düşündürücü.. yine de ligde sadece 2-3 rakibi olduğu için o maçlarda ekstra performans gösterebilirlerse şampiyonluk şanslarını sürdürebilirler..

ankara; ligde üst sıralarda bulunan ve melih gökçek efendinin kendisi ve oğlu için tatmin merkezi haline gelen, o yüzden benim nefretimi yıllardır sürüdürdüğüm, ancak aykut kocaman sayesinde gerçekten iyi futbol oynamaya çalışan bir takım.. melih gökçekin ankara bb sinin doğalgaz ve ve devlete olan borçlarını ödemeyip seyircisi olmayan ve tahminimce hiçbir zaman da olmayacak bir takıma bu kadar para aktarıp, hükümetteki arkadaşları tarafından hiç bir şekilde uyarılmadığı, incelenmediği, hatta engellenmediği için istediği gibi at koşturduğu ve oğlunu başkan yaptığı takım nedendir bilinmez yıllardır sergileyemediği bir performansla bu sene bu kadar yukarılarda olabiliyor anlamak çok zor.. aykut kocamanın istanbulspor ve konya da oynattığı oyunları bildiğimiz için, aykut hocanın bu konudaki etkisi yadsınamaz bir gerçek ama yine de ankaragücü ve fenerbahçe maçlarındaki tutuk ve isteksiz oyunları şüphesiz ki soru işaretleri oluşturmuyor değil kafalarda.. ankaragücünü melih gökçek in almak istediği herkesin malumu, ayrıca gökçekin fenerbahçeliliği de bilinen bir gerçek.. yani takım öyle bir hale gelmişki ligde herkese sahayı dar edebiliyor, mükemmel oyunlar sergiliyor ama melih gökçekin özel ilgi alnına giren ankaragücü ve fenerbahçe maçlarında oynadıkları oyun özellikle maçı kaybetmek için sahaya çıktıklarını akıllara düşürüyor..  bu bile bu takımdan nefret etmek, tiksinmek için yeterli bir nedenken maçları izlerken bomboş tribünleri görmek artık tahammül sınırlarını zorluyor benim için..

fenerbahçe; geçen sene yakaladığı başarıya rağmen zico ve mehmet aurelio gibi takım için önemli 2 ismi ücretlerine zam yapmayarak kaybeden (bu riske sanırım bir önceki sezon takımın en istikrarlı 2 oyuncusu tuncay ve ümit özatın ayrılmasından sonra şamp. liginde çeyrek finale kalmalarından ötürü girdiler.. unuttukları bişey vardı kedi her zaman pilav yemez..)  ama yerlerine gelen isimlere daha fazla ücret ödemelerine rağmen gelenlerin performanslarının gidenlerin performanslarının altında kalması aziz yıldırım için bakalım yeterli bir uyarı olabilecekmi.. ben zannetmiyorum.. bu sene avrupa kupalarından erken elenmeleri sebebiyle lige daha fazla asılıp şampiyonluk almaları mümkün ama o şampiyonluk gelecek sene avrupa kupaları için baz alınmamalı.. 

galatasaray; sezon başından beri eleştirilen ve bende yetersiz olduğunu düşüdüğüm skibbenin arkasında duran yönetim sakatların yavaş yavaş geri dönmesiyle doğru yolda olduğunu zannediyor ama sadece fb ve metalist maçlarında sahaya yeterince müdahele edememesi bile skibbe ile ilgili eleştirileri haklı çıkarıyor.. ayrıca attığı golere rağmen kewellın sürekli sağ kanatta olması oyunun 2 yönünde de kayıp oluşturuyor ve skibbe bunu farkedemiyor.. daha sonra özellikle değineceğim bir konuda ardanın solda oynayıp sağda ve ortada oynamayı kabul etmemesi.. lig için fenerbahçe ile alisamiyende oynayacakları için pek zorlanma yaşayacaklarını düşünmesemde, fenerbahçenin haftada sadece 1 maç oynayarak olması galatasaray için en büyük handikap olacaktır şampiyonluk yarışında..

trabzon; sezon başında yaptıkları transferler dolayısıyla taraftarları arasında heyecan oluşturmalarına rağmen yeni bir takım olmaları sebebiyle uyum sağlamaları konusunda  sıkıntı yaşayacaklarını düşünüyordum ama gerçekten uyumlu ve etkili oyunlarla zirvede ve zirveye yakın konumunu hiç kaybetmediler.. ayrıca ersun hocanın bütün takımlarında 7 ile 10. haftalarda başlayan keskin düşüşleride, trabzonda yaşamaması da beni şaşırttı.. yalnız yine de şampiyonluğa oynayan takımlarda oynamalarını yadırgadığım; hüseyin, colman, umut, kaleci tolga, sylva gibi oyuncularının sürekli oynamalarıda başarılarını değerli kılıyor benim gözümde.. sezonun 2. yarısı için şansları bir forvet, bir oyun kurucu,bir merkez ortasaha( ön libero deniyor bu ülkede nedense..) ve kaleci transferi ile şampiyonluk şanslarını sürdürebilirler..

sivas; lider, geçen sene sergiledikleri performansın tesadüf olmadığını planlı ve sistemli bir organizasyon kurarak başarılı bir takım kurulabileceğini kanıtladılar.. ancak bülent uygun sürekli birbiriyle çelişen açıklamalar yapması bana antipatik gelmeye başladı ve yaptıklarını gölgeler hale gelmeye başladı.. özellikle mehmet yıldız üzerinden sürekli spekülasyon yapmaları artık öhh dedirtti.. ancak yine sezon sonuna doğru düşüşe geçeceklerini tahmin ediyorum..

bütün takımları takip edebildiğim ölçüde değerlendirdirdim.. bir sonraki değerlendirmede dikkat çeken oyuncular ve şampiyonluk adayı takımların asıl hedeflerinin ne olması gerektiği konusunda bişeyler çiziktirmek istiyorum..