30.3.09



GAVUR İZMİR değil, AZİZ İZMİR dedik.. biz İZMİRİZ dedik.. sen ne dedin ONE MINUTE dedin.. bizde sana 21' de 0 dedik.. İZMİR de 0 çektin, artık anladıysan bir daha, ne İZMİRe gelirsin. ne de İZMİRin adını ağzına alırsın..



ha bu arada gerçekten delikanlıysan o hazırlattığın photosop projelerini AZİZ KOCAOĞLU ve ekibinle paylaşırsın ve ortak akılla İZMİR için gereken adımları atarsın.. ama hiç sanmıyorum..

26.3.09

Ulaştıramama Bakanı..

daha o koltukta oturmaya devam edecekmisin.. yoksa herhangi bir ulaşım aracında tayyip erdoğanındamı ölmesini bekliyorsun.. senin o koltuktan defolup gitmen için daha kaç kurban vermemiz gerekiyor........................................................................................................................................................................................

25.3.09

Bülent Korkmaz...

bir insan kendini emek verdiği yere bu kadar adamışken, onun dışında gelişen olayların büyük bir kısmı herkes tarafından bilinirken, kötü olayların hepsinin sorumluluğu haksız biçimde kendi üstüne kaldığında bile, kendini adadığı camianın neredeyse her ferdi tarafından eleştirilirken bile olumsuz gelişen olayların daha da kötü olmaması için hiç konuşmuyorsa.. herkesin bunu nedenini merak edip düşünmesi gerekirken, neden herkes ama herkes(mehmet demirkolu tenzih ederim.) bu konuda sadece bülent korkmazı eleştiriyor anlamak mümkün değil.. tamam düşene bir tekme de sen vur gibi bir atasözümüz var ama biz neden hep bu atasözlerimizin kötüye yoranlarını uygulamayı seviyoruz.. cidden herkes bunu düşünsün..

bülent korkmaz imza attıktan sonra; herkes umarız bülent imzaladığı sözleşmeyi tamamlar ama bu çok zor derken, bu şekilde eleştirmenin zemininimi yapıyordu acaba düşünmek zorunda hissettim kendimi.. nedir bu adam harcama merakı anlamadım gitti.. hayır adam sanki sahaya herşeyini koyan ve takımı ayakta tutan ender insanlardan ardayla, yada leblebi goller atıp sürekli arkadaşlarına pozisyonlar hazırlayan barosla, yada geldiğinden beri kalitesini farkettiren ama mütevazılığıyla ve oyunuyla herkesin takdirini kazanan kewell ile takıştı.. hayır bülent sadece kendini takımın üstünde gören, taraftar kendisine tezahurat yapmadığında bile küsen, oynadığı her maç hakemleri kendini sürekli yere atmasıyla zor durumda bırakan, toplamda sadece 3-4 maçta mücadele etmeye çalışan, kötü sahalarda, soğuk havalarda oynamayan, oynasa bile sadece sahada gezinen ama buna rağmen saha şartları olumlu olduğunda ve keyfi yerindeyken izlemesi zevk olan ama bu sevki senede en fazla 8-10 maç gösterme ihtimali bulunan ve takım arkadaşları tarafından sevilmeyen ve takımda ikilik yaratan, ayrıca skibbe bile dahil bütün hocalarıyla mutlaka anlaşmazlıklar yaşayan şımarık, düşüncesiz bir adam olan lincolnle, sadece kendisi olarak değil hem takımın geri kalanı hemde yönetim adına, hamburg maçında oyundan erken alınca kendisine küfür eden bir oyuncuyla anlaşmazlığa düştüğü için eleştrilebiliyor.. wallahi helal olsun.. ya bu adam türkiyenin en prestijli klubünün başındaki teknik dürektöre küfür etti.. daha ne olsun..

herkes eleştrilerinde tamam ceza ver ama bu cezayı kulübede yanına oturtarak değil tribüne göndererek ver diyor.. tamam belki haklısınız ama acaba başka durumlar olamaz mı.. sonuçta bu adam mutlaka satılacak artık.. mesela bu adamın sözleşmesinde sakat ve cezalı olduğu zamanlar dışında, kadroya şu kadar giremediğinde serbest kalabilir gibi bir madde koydurtmuş( canaydının onu alabilmek için verdiği tavizleri düşünmeniz yeterli) olamaz mı.. ya da sezon sonunda satarken alıcı takıma aslında biz ondan faydalanmak istiyorduk ama hocamız onu oynatmadı o yüzden mecburen satıyoruz gibi bir taktik uygulamak için bir senaryo uygulanabileceğini neden kimse düşünmüyor..

yani bu adam seni sırtından vurmuş bugüne kadar.. sonra bir şey olacak ve sen ona hadi güle güle diyeceksin ve bir kuruş bile kazanamayacaksın.. oh ne güzel.. bunu yapsalardı yönetimi ve bülenti bundan daha fazla eleştirecektiniz.. sanki bunu bilmeyen mi var.. ahh ahh..

hıncal uluç bile bülentin ihanet ettiğini söylüyor takımına ve onu galatasaraylı zannederdim; meğerse galatasaraylı bile değilmiş diyebiliyor.. ya bu adam gerizekalı değil heralde bütün bu olayların sonuçlarını kestirebiliyordur.. burda kimse empati yapmıyor.. bu kelimeyi kullanmayı çok sevenler bile empati kurmuyorlar.. şimdi bülent bu yaptıklarının sonucunda bütün faturanın kendine kalacağını bile bile bu kararları uyguluyorsa, o kariyerini galatasarayın gerisinde tutmuş demektir, en kötü durumda bile galatasarayı kendinden ve kariyerinden önde tutmuş demektir.. bu bile alkışlanacak bir durumken.. bütün herkes suçu lincolnden bülente yıkmaya çalışıyor.. benim anlamadığım nokta bu.. sonuçta galatasaray bu sene şampiyon olamadı diyelim, hatta şampiyonlar liginede kalamadı diyelim.. ama lincoln gibi bir karın ağrısından kurtulacak, ileride bu takımdaki oyuncuların yapacakları bazı şımarıklıkların önüne geçmiş olacak.. hatta galatasaray bundan sonra oyuncu alırken bir kere değil kırk kere düşünecek duruma gelecek.. bu kazanç bile bu sene çekilen bütün sıkıntılara değecektir..

bunları sadece adını oyuncu olarak türkiyenin fubol tarihine altın harflerle yazdırmış olan ve onun yazdırdıklarının asla ve asla silinemeyeciğini düşündüğüm bir futbol efsanesinin bile bu kadar rahat bir şekilde 1.5 - 2 ayda bu hale getirilmesinin dramatikliğine bir tepki olarak yazıyorum.. ayrıca bu blogda daha önce lincolne de övgü dolu bir yazı yazdığımıda hatırlatırım.. ama bu adam bardağı taşırmadığı musluktan akan bütün suları heba etti artık.. bu saatten sonra onun kimseye faydası olmaz..

22.3.09

ARKAS, CEV CHALENGE CUP ŞAMPİYONU..

teşekkürler ve tebrikler ARKAS..



Arkas mükemmel bir mücadele ile hem izmire hem de türkiyeye erkekler voleybolda ilk avrupa kupasını kazandırdı.. orda bulunduğum için çok gurur duydum arkaslı oyuncuların mücadeleleriyle.. fazla bişey söylemeye gerek yok ama kaptan gökhan, hüseyin koç ve ahmet toçoğlu yabancı oyuncuların kendilerine destek vermesiyle muhteşem performanslar sergilediler.. yalnız hoca gruzskayı arka alana geçtiği pozisyonların hepsinde bülentle değiştirseydi, galibiyet daha kolay gelebilirdi.. ama suela, duerden ve gruzska yine de en kritik anlarda önemli katkılar sağlayıp özellikle salondakilere çok güzel anlar yaşattılar..



kaptan gökhan öner, oyunun bütününde ağırlığını hissettirdi, özellikle 4. setti sanırım arka arkaya 2 blok yaptı ki.. o seti o bloklar getirdi denebilir..

hüseyin koç, takımı çok güzel yönetti ama suela ve duerdeni bir kaç kez yüksek bloğun bulunduğu noktalara yönlendirmesiydi bugün onun için mükemmel geçmesini engelleyen

ahmet toçoğlu, tam bir cengaver gibiydi görevini eksiksiz yaptı, takımın ciğeri gibiydi herkesi ateşledi..

nuri şahin, bence en iyi libero oydu ama 2. olan takımdan bir kişiye ödül vermek istediler galiba o yüzden hakkı yendi diye düşünüyorum.. özellikle ilk gün mükemmeldi..

bülent kandemir, nuriden önceki libero olarak oyunun sıkıştığı anlarda gruzskanın yerine girerek arka alanda önemli işler yaptı.. şampiyonluğa önemli bir destek verdi..

piotr gruzska, özellikle kaybettiğimiz iki setteki inanılmaz kötü oyunuyla bana, hemşerilerine torpil geçiyor izlenimi uyandırsada sadece son sette etkili olarak affettirdi kendini.. yalnız o boyla daha iyi blok yapmasını beklerdim, ayrıca smaçlarında bloğa çok fazla takıldı genel olarak..

pedro suela, ilk gün vasat oynamıştı ama dünkü oyunuyla gerçekten salondaki mest etti, özellikle aldığı sayılardan sonraki hırsıyla seyircileride havaya soktu..

MVP, paul duerden, eğer son sete ağırlığını koymasaydı da mvp ödülünü alabilirdi, ama son sete resmen ağırlığını koydu ve muhteşem bir oyun ortaya koyarak maçı ve kupayı arkasa ve izmire kazandırdı..



arkasın tesisleri ve altyapıya verdiği önem avrupadan sürekli takip ediliyor.. ve bu maçtan sonraki yöneticilerin açıklamaları da herşeyi açıklıyor sanırım.. hepsi bir ağızdan '' her şey hayal etmekle başlar '' diyerek bu klubü kurdukları günden beri sürekli ilerleyen hedefler kurduklarını belirterek bundan sonraki hedefin şampiyonlar ligi olduğunu belirttiler..

bir kaç sene içersinde avrupa şampiyonlar ligi şampiyonluğunuda halkapınar salonunda kazanmak isteriz..

ayrıca efes kızlarını anmadan geçmeyeyim.. gerçekten çok güzellerdi hepsi ama özellikle çift el parendeler atan vardı ki, en mükemmeli oydu.. organizasyona çok güzel renk kattılar..



organizasyondaki tek eksik veya yanlış diyelim, salonda çığırtkan olarak bulunan zat, hakan doğanay ve o müzikleri kim çalıyorsa o kişinin dışında mükemmele yakındı... hakan doğanay rakibin her servis atışında önceki tavırları ve bağırmasıyla salondaki herkesin beynini .ikti resmen.. zaten hiç sevmezdim ama bu hafta sonu nefret ettirdi kendinden.. bu gürültülerden dolayı organizasyon komitesi mutlaka bir ceza verecektir bence.. ayrıca son sette abartarak rakip oyuncu servis atana kadar cezanın fark var şarkısını sürekli başlatıp kapattı.. o da çok gereksizdi..

benim şahsi düşüncem salonda mutlaka seyirciyi yönlendiren bir kişinin olması gerektiğiydi ama bu kişi hakan doğanay yerine başka biri olsa seyircilere bu uyarıları daha nazik yapsa daha etkili olabilirdi.. seyircilere resmen emirler vermek kimin aklına geldiyse allah ona akıl fikir versin.. böyle olunca seyirciler fazla katılmadılar, ben de hiç katılmadım mesela o sırada hakan doğanaya küfür etmekle meşguldüm..



ama bu konuda böyle bir uygulamaya girişmiş olmalarının sebebide göztepe veya karşıyaka gibi taraftar kitlesine sahip olmamaları olabilir.. aslında göztepeyle voleybol şubesinin yönetimi konusunda bir anlaşma yapsalar bu şekilde bir sıkıntı olmazdı sanırım.. ksk amatör branşlarında yaptığı sponsorluk paralarını futbolda kullandığı için onu örnek vermiyorum..

21.3.09

CEV CHALLENGE CUP FİNAL FOUR . İZMİR MART 2009



avrupa cev challenge cup final fourunda izmirliler organizasyona bengü konseriyle keyifli bir başlangıç yaptı..



arkas ise bugün yunanistanın parkas takımını 3-0 ile geçerek, yarın finalde kupayı almak için resmen bir antreman yaptı.. oyuna hüseyin, ahmet, gruzska, duerden, gökhan, suela ve nuri (L) ile başlayan arkas bu oyuncuların dışında sadece bülenti kullandı.. oyuna gelirsek sadece ilk sette 2. teknik molaya kadar tutuk olan arkas 2. ve 3. setleri oldukça rahat oyunla geçti.. ilk sette 2. moladan çıktıktan sonra oyuna giren bülent uzun boylu gruzska nın yapamadığı arka alan savunması ile oyunda üstünlüğün arkasa geçmesine yardımcı oldu.. 2.ve 3. setleri uzun uzun yazmaya gerek yok aslında, bu setlerde bütün teknik molalara önde giren arkas genelde 2. teknik moladan sonra oyunu koparmış olarak oyuna başladı.. yarınki maç için ciddi olarak antreman yaptı..



diğer maçta ise polanya temsilcisi weigel ile romen tomis takımları ilk 2 sette kıran kırana bir mücadele sergilediler ama bu iki setide polanyalılar 25 - 23 ve 35 - 33 aldı.. ilk sette oyunda fark hiç 3 sayıya bile çıkmadı.. 2. sette ise enfazla 4 oldu fark.. bu iki setin ilginç noktaları 20 li sayılara gelince önde olan weigel üstünlüğü tomise kaptırıp, daha sonra seti aldı.. özellikle 2. set bitmeyecek gibiydi 3.ve 4. seti seyredemedim ama 3. set rahat bir şekilde romenlerin, 4 sette yine rahat bir şekilde polanyalıların olmuş.. yarınki rakibimiz weigel e gelince orta oyuncularından biri (no:9) sakatlanarak son iki sette ve 2. setin sonlarında oynayamadı.. bunun avantaj olup olmadığı ise muamma çünkü yerine giren brezilyalı rafa oldukça etkili oynamış..



bugün yunanlıların seyircisi gelmediği için eksikliği hissedilmedi ama yarın bir avuç polonyalı bizim sesimizi bastırabilir, o da gerçekten enteresan olabilir.. arkasta ise suela ve duerden bugün vasat oyun sergilediler, yarın iyi bir performans gösterirlerse kupanın izmir de kalması zor olmaz.. ayrıca kaptan gökhan ve pasör hüseyinin hakkını yemeyliim bugün ikiside kusursuz oynadı, yarında aynı performansı göstereceklerini düşünüyorum..



Not: baskette tuborg ( troy ) un başına gelen seyircisiz oynama dezavantajı ne yazıkki arkas içinde gerçekten kötü.. halbuki kendileri takım kuracaklarına göztepeye sponsor olsalar hem her maçta seyircileri olur, hemde böyle zamanlarda gelen bir avuç yabancı seyirci salonu inletmez..