24.12.08

Bu ülkede neden sadece 3 takım tutuluyor..

dünya üzerinde bizim kadar olmasa da bazı ülkelerde de mutlaka belli takımlar üzerine yoğunlaşma olabilir, ama zannetmiyorum ki türkiye deki gibi sizi zorla 3 tane takımdan birini tutmanız için baskı altında olasınız!!

evet gerçekten de bu ülkede birisiyle tanıştığınız zaman mutlaka konu tuttuğunuz takıma gelir ve siz yaşadığınız şehrin takımını (örn. ben) yani GÖZTEPEyi tuttuğunuzu söylediğinizde; karşı taraftan gelen, yani büyük takımlardan hangisini tutuyorsun sorusu karşısında ne yapacağınızı şaşırmak zorunda kalırsınız.. yani bu ülkede yaşayan herkes bu 3 takımdan birisini tutmak zorundaymış gibi bir hissi üzerinize yıkmaya çalışırlar.. 

benim anlamadığım neden bu şekilde bir zorlama yapılıyor.. daha önceki yazılarımda başka özelliklerinden bahsettiğim premiere league den bir örnek verirsek mesela wigan athletic- west bromwich albion mücadelelerinde maç hangi takımın sahasındaysa veya o takımın durumu ne olursa olsun mutlaka seyircisi % 80 oranında stadını doldurarak kendi şehrinin veya semtinin takımını destekler.. ayrıca burda örnekte verdiğim takımların kendi sahalarında, kadrolarını bizim bile buradan hayranlıkla takip ettiğimiz man.u, liverpool, chelsea ve arsenal gibi premiere league in en üst  düzey takımlara bile deplasman havasını yaşattığını gördüğümüz için bizdeki bu zorlama bana anlamsız geliyor.. evet biz daha önce izmir atatürk stadı gibi seyirci baskısını en aza indirren bir stadda oynamamıza rağmen bu hissi istanbul takımlarına yaşatabilmiştik.. 

bugün bu ülkede bursa ve trabzon dışında bu hissi veren bir takımın neden ligde yer alamadığı araştırılıp.. gelecek zamanlarda bu durumun önüne geçilmesi için bir atılım yapılması gibi bir oluşum var mı? malesef ancak böyle şeyleri ya rüyamızda görürüz  yada hiç bi şekilde göremeyiz..

medyanın merkezinin istanbul olmasının bu durumda çok büyük rolü olmasına rağmen, istanbul dışındakilerin şehirlerine sahip çıkmaması da incelenmesi gerekiyor.. benim aklıma yatan en büyük sebep; eğer istanbul takımı tutarlarsa mutlaka şampiyonluğa oynayacakbir takımı destekleyerek başarıya kolay ulaşabileceklerini düşünmelerini, kendi adıma zavallılık olarak değerlendiriyorum..

Son düzlüğe girdik..

göztepe- ıspartaspor maçı ilk yarıdadeplasmandaki maçta ıspartalıların açtığı pankart ve o zamanlar ısparta valisi olan şahsın açıklamaları dolayısıyla, en sakin göztepe taraftarının bile özlemle ve öfkeyle beklediği bir maç.. ayrıca son hafta maçı ve play-off a kalacak 2 takımı da belirleyecek maçlardan biri olacağı için çok önemli..

bu maçta 3. lig için taraftar rekoru kıralabileceğini düşünüyorum.. eğer yağmur yağmaz ise o gün kesinlikle alsancak stadında açık tribünün de tıklım tklım dolacağını düşünüyorum.. kapalıyı söylememe gerek yok zaten.. yalının dışında göztepe uniforce ve bornova ezginler gruplarının doldurduğu kapalı, türkiyede süper lig düzeyinde bile bulunamayan bir destek ile göztepemize destek veriyor zaten..

izmir bu sene futboldaki şimdilik en heyecanlı gününü yaşayacak o kesin.. ayrıca sadece bizim galibiyetimizin yetmeyeceğini ve izmirsporun yenilmesi veya menemen belediyenin puan kaybetmesi gerekeceği için oldukça gergin bir maç olacağını belli olan ve taraftar olarak bizlerin son derece sağduyulu olmamız gereken mücadele sonunda play-offa kalan takımlardan birisi olmamızı diliyorum.. 

ayrıca ilk göztepe  yazımda belirttiğim gibi; eğer yönetim transfer yapıp takımı güçlendirmeyecekse..  bence play-off a çıkması sonucunda başarısız olacağımızı düşündüğüm için
galibiyetimiz için kararsız durumdayım.. 

ancak umarım play-off a kalırız ve yönetim de gereken transferleri yaparak göztepimizi süper lige 1 adım daha yaklaştırırlar..

Hakem Tartışması..

konuya direk giriyorum.. gs-bjk maçında herkes delgadonun gördüğü ikinci sarı kartı konuşuyor.. neymiş tartışılan, delgado eliyle kart işareti yaparken o pozisyon için değilde, kendisine ilk yaptığı faulde kart çıkardığı için hakeme; bana ilk yaptığım faulde gösterdin bunda niye göstermiyosun demiş.. eee bu kart istemek değil mi!!! 

ama benim burda belirtmek istediğim avrupa da zamanında zidane, nedved, beckham gibi ilk aklıma gelen örneklerde olduğu gibi, cüneyt çakırın delgadoya ilk pozisyonda direk bileğe yaptığı sert ve sakatlamaya yönelik olabilecek hareketten dolayı kırmızı kart göstermemesini kimsenin konuşmaması.. hatta kendini hakemlerin padişahı sanmaya başlayan erman toroğlunun bu pozisyon için kart bile gereksiz demesi.. bu pozisyon için bu kadar eyyam yapması, hemde eyyam yapıldığından sürekli şikayet eden erman toroğlunun bunu yapması, türkiyede bu işin çivisinin çıktığının bence en büyük kanıtı..

sezon başından beri aragones ve skibbe eleştrilerinde gerekli başarıyı sağlayamayıp bu hocaları gönderemeyen basınımız, daha sonra yıllardan beri süregelen hakemler üzerine yığılan tartışmalarla futbolumuzu ileri götürüyor mu bunu düşünen yok malesef.. herkesin derdi reyting ve kendinden söz ettirmek.. bu kısır tartışmalar ne olacak; erman toroğlu ve ahmet çakar hep ben olsam bunu yaparım, şunu yaparım diyor.. eee yapın o zaman kardeşim niye kaçıyosunuz.. oturduğunuz yerden gelsin paralar, gitsin havalar.. maç sonu röportaj yapıyolar herhangi birisiyle lig tv de, adam konuyu tartışmalı pozisyona getirince susturuluyor ve bu pozisyonu erman hoca değerlendirilecek diyor.. erman hoca kim yaa; allah mı, peygamber mi, padişah mı, kral mı ne! alt tarafı eski hakem.. zamanında okanın ayağı kırıldığında sarı kart bile göstermemiş bi hakem eskisi en fazla.. onun gördüğünü sen, ben göremiyoz mu sanki.. erman hocanınkiler göz de, bizimkiler başka bişey mi..  sanırsın ki erman toroğlu ve ahmet çakar hakemlerin ve federasyonun başına geçse bu ülkede futbolun bütün sorunları çözülecek.. 

maçla ilgili olarak; kimse mesela ilk penaltı pozisyonundan önce lincolnün nonda ile baros arasında penaltıyı kim atacak konuşmasında, topu barosa verip nondayı ordan uzaklaştırmasından bahsetmiyor.. ardanın durmadan ileri geri koşmasını, sürekli pozisyon bozmasını veya lincolnün attığı çalımları, takımı yönetmesini, 2. penaltıdan önce yaptığı hareketi ve uğur incemana zorla penaltı yaptırmasını ve takıma yaptığı liderliği konuşmuyor.. maç tempolu olmuş, 6 tane gol, bi o kadar kaçan pozisyon, maçı izlerken aldığımız keyiften bahsedilmiyor..  gerçekten bu ülkede futbolun gelişmesini isteyen kimse yok galiba.. herkes dağılmış 3 takıma, herkes kendi takımının her maçı kazanmasını istiyor.. güzel oynamışlar, sahada mücadele etmişler, takımın yıldızları maçta güzel ve keyif veren hareketler yapıyormu buna bakan, dikkat eden, yazan, daha da ötesi ilgilenen ve merak eden yok.. varsa yoksa çirkinlikler, anlamsız tartışmalar...  

ülkedeki en umut vaat eden hakem olan fırat aydınus bile, gelen baskılara dayanamayıp bu sene ligdeki en yanlı yönetimi göstererek, bundan sonraki haftalarda daha kötü yönetimler izleyebileceğimizi bize gösterdi.. fırat aydınus oyuncularla diyalogları, pozisyonları yorumları ile premiere league hakemleri seviyesine yakın yönetimiyle dikkat çekmişti.. ama onun bu haftaki yönetimi, onunla beraber yükselmekte olan hakemlik kurumuna büyük bir zarar verdi.. umarım toparlanır hakem camiası, ama ne kadar toparlanırsa toplansın, basın tarafından en kolay hedef oldukları için rahat bırakılmayacağını düşündüğüm için işlerinin zor olduğunu düşünüyorum..