4.12.09

Yeniden alsancaktayız...

Tff kulübümüzün yaptığı başvururyu yeniden değerlendirerek yarınki akhisar bld. maçını alsancak stadına almış.. bu federasyonun çok uzun süredir GÖZTEPEmiz lehine aldığı ilk karar.. uzun süredir ilk defa oynayacağımız alsancak stadını iş günü olması ve yağış yağması beklendiğinden dolayı tam dolduracağımızı düşünmüyorum ama orda kaç kişi olursak olalım akhisarlı topçular neye uğradıklarını şaşıracaklar.. inanılmaz bir destek olacak.. boğacağız orda akhisarlı oyuncuları.. bu şekilde bir seyirciye oynamaya alışık olmamalarının bize avantaj getireceğini düşünüyorum..

hadi be çocuklar.. yarın elinizden gelenden daha fazlasını koyun sahaya.. şu son 4 maçta bize layık olun.. bugüne kadar çektirdiğiniz azapları affedelim.. yarın sizi oynatacağız.. zorla oynatacağız.. oynamazsanız zaten utancınızdan sokağa çıkamazsınız..

erol hoca hüseyini oynatmasın yarın.. eğer oyun zora girerse son 15 dk. alsın oyuna daha fazla oynatmasın..

Yalıdan ürkmeze bildiri..

Saygıdeğer Basın Mensupları,


Göztepe YALI Derneği tarafından düzenlenen bu basın bilgilendirme toplantısına katıldığınız için teşekkür ederiz.

İzmir Atatürk Stadı’nda oynadığımız Alanyaspor maçında yaşananlar ile ilgili bilgilendirme yapmak için sizleri buraya davet ettik.

Alanyaspor maçı öncesi Göztepe taraftar dernekleri bir araya gelip sessiz protesto kararı almıştır. Maç içinde 90 dakika boyunca tribünde sessizlik olması ve baskı yaratılmadan futbolcularımızdan galibiyet istenmesi kararlaştırılmıştır. Kapalı tribünde 50 metrelik “SUSUYORSAK ARMAYA OLAN AŞKIMIZDANDIR” pankartının maçın 10. dakikasında açılması kararı alınmıştır.








Maç başlamış ve 5. dakika oynanırken kendi deyişiyle 6 senedir maçlarımıza teşrif etmeyen Levent Ürkmez’in şeref tribününde olduğu fark edilmiştir. O anda yapılacak olan bir protesto alınan kararı bozacağından ve 5 dakika sonra pankart açılıp kısa süreli açık kalacağından bu protestoyu bozmamak için Levent Ürkmez ile ilgili protestonun 2. yarıya bırakılmasına karar verilmiştir. Yani kendilerinin dediği gibi önceden haber alınıp “Güzelyalı’da” organize edilmiş bir olay yoktur. İkinci yarı başladığında ilk 3 dakika kendisi şeref tribününe gelmemiş ve gelmesi ile birlikte protesto başlamış ve tribünün her yerinden hatta kapalı tribünün solunda ailelerin olduğu yerden bile yükselmiştir. Öncelikle sadece kendisinin stadı terk etmesi yönünde olan protesto, stadı terk etmek yerine tribüne dönüp gülmesi ile birlikte sertliğini artırmış ve en sonunda kısa süreli küfürlü hale gelmiştir. Bu küfürlü kısımlarda başta derneğimiz yöneticileri olmak üzere tribünde liderlik sıfatındaki arkadaşlarımız küfürü engellemek için gerekli çabaları göstermiş ve kısa sürede küfürlü tezahurat kesilmiştir. Ardından yeniden çıkmamakta diretmesi ile tribünün çok büyük kısımından yükselen küfürlü tezahurata engel olmak bizler içinde zor olmuştur. Yapılan protestonun çok yerinde olduğunu belirtirken, olayın kendisinden gelen tahrike rağmen küfürlü hale dönüşmesi kesinlikle tasvip etmediğimiz bir olaydır.


Gelelim Levent Ürkmez’e gösterilen bu tepkinin nedenlerini madde madde açıklamaya..


1. 20 küsür senedir Göztepe için hizmet verdiğini açıklayan Levent Ürkmez, bu kadar sürede neden Göztepe’mize tek bir dikili ağaç kazandırmamıştır.
2. Göztepe tarihinin en kötü dönemlerini yaşamasına sebep olan “İskender Tuğsuz” olayında, İskender Tuğsuz’a bu yetkileri elleriyle kim vermiştir. Taraftarın önüne işte Göztepe’yi yükseltecek kişi diye kim çıkartmıştır.
3. Sayısız defa ben sıkıldım, ben bıktım, ben küstüm deyip çekilen ama sonradan kopamıyorum diye yeniden ortaya çıkmasının sebepleri nelerdir.
4. Göztepe tarihinde hem bir başlangıç hemde bir sona gidiş olan şirketleşme döneminde kulübü Yeni Asır’a verirken , batma durumunu düşünüp, Göztepe’mizi koruyacak maddeleri neden sözleşmeye, protokole koymamıştır. Bu kadar basit bir hata, Levent İzolasyon’u koskoca BTM’ye çeviren ve bunu müthiş çabalarıyla emek vererek yapan bir iş adamının yapacağı bir hata mıdır.
5. İzmir’de sayısız stad projesi varken neden hiçbir tanesinde Göztepe için bir proje ismi geçmemektedir.
6. İZVAK ne iş yaramaktadır. İZVAK başkanı olarak başta çok sevdiği ve kopamadığı Göztepe’si olmak üzere İzmir futboluna ne gibi bir katkısı olmuştur.
7. İZVAK demişken, amatöre düştüğümüz sezon sitesinden çok sevdiği Göztepe’sinin logosunun kalkması için yaptığı açıklama “Amatör takımları dahil edemiyoruz” şeklindeyken, ne olmuştur da Altınbaş şirketi TMSF’den aldıktan sonra amatördeki Göztepe’nin logosu İZVAK’ın sitesine eklenmiştir.
8. Balpa’da yapılan kongrede, taraftar büyük umutlarla insanları karşısına alıp Kurtuluş Platformu denen oluşuma güvenmişken, daha oylama başlamadan kaçıp gitmek ve Göztepe Gençlik ve Spor Kulübü Derneğinden istifa etmesi nasıl açıklanabilir.
9. 6 senedir Göztepe maçlarına gelmemek hangi sevgiyle açıklanabilir. Hele ki bu maçlardan bir tanesinde Göztepe amatöre düşmeme mücadelesi verirken, aynı gün ve aynı saatte saygıdeğer İTO başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte Altay maçına gitmesi nasıl bir Göztepe sevgisine işaret etmektedir.
10. TMSF’de şirket ile ilgili ihale öncesi yapılan basın toplantısında, insanların maddiyat ile ilgili endişelerine “Siz o konuyu merak etmeyin manevi destek verin yeter” deyip, oraya giden 5 otobüs dolusu taraftara çok sevdiği Göztepe’si için bir daire parası değer biçmesini nasıl açıklayacaktır.
11. 2001-2002 sezonunda Ali Sami Yen Stadyumu’nda Galatasaray ile oynayacağımız deplasman maçı için İzmir’den giden 2 otobüs taraftar maça sokulmayıp 3 saat şehir turu sonunda camları kırık otobüslere bindirilip geri gönderildiğinde, teröristlik yapanlar sonuçlarına katlanır açıklamasını hangi başkanlık sıfatı içinde açıklayabilir.
12.. Başkanını ve yönetimini beğenmediği için, kulübe gelir olmasın düşüncesi ile İzmir’in diğer takımlarına piyangolar düzenlerken amatör ligte yer alan Göztepe’ye düzenlenmemesinin mantıklı açıklaması nedir.
13. TMSF tarafından yapılan ihaleye 5 otobüs taraftar kendisinin başında olduğu oluşumu manen desteklediğini göstermek için giderken kendisi neden lütfedip gelmemiştir.
14. Gelecek olan insanlara sırf kalabalık olsun diye otobüslerin parasını ben vereceğim demesine rağmen Göztepe’ye tesis kazandırmak için büyük zorluklarla toplanan bir paradan kaynak aktarılmak zorunda bırakılması verdiği sözleri tutma konusunda ne kadar gerçekçi olduğunu göstermemiş midir.
15. 23 Kasım 2009 tarihli Milliyet gazetesindeki röportajında artık İzmir sporu için yapacağı katkıların sona erdiğini ve misyonunu tamamladığını, bundan sonra hiçbir şekilde işin içinde olmayacağını açıklamasına rağmen, 26 Kasım 2009 tarihli TEB Bonus İzmirim Kart tanıtımında bir kez daha fotoğraf karelerinde yer alması hangi reklamcılık anlayışına sığmaktadır.


Levent Ürkmez, Alanyaspor maçında kendisine yapılan protestodan sonra çok şaşırdığını, bu işin Güzelyalıda organize edildiğini ve kamuoyunun kendisine sahip çıkmadığını deklare etmiştir. İzmir Emniyeti malum olaylardan sonra görüntüler ile 3 bin kişi içinden 14 kişiyi çekip para cezası ile cezalandırmıştır. Bunların içinde tribunun her kesimi tarafından sevilen ve sayılan insanların yanı sıra Göztepe YALI Derneği başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimizde yer almıştır.3 bin kişinin ettiği küfürün faturasının 14 kişiye kesilmesi ile birlikte rahat uyuyabileceğini düşündüğümüz Levent Ürkmez’den, söyleye söyleye dilinde tüy bitirdiği 20 küsür senelik Göztepe tarihindeki hizmetlerini aynı bizim gibi cesurca madde madde açıklamasını bekliyoruz.


Son bir not olarak ta şunu eklemek istiyoruz ki; tribünlerdeki tepkimiz sadece Levent Ürkmez'e yönelik değil bizi, düşüşümüzde yalnız bırakan ve maddi anlamda güçlendikten sonra bir anda Göztepe'li kesilen tüm İzmir'li yöneticilere olacaktır. Onlarda maçlarımıza geldiklerinde benzer tepkilerle karşılaşacaktır. Ve bir kez daha bu tepkinin küfürsüz olması için yine Göztepe YALI Derneği yöneticileri ve tribündeki lider arkadaşlarımız ellerinden geleni yapacaktır.


Kamuoyu şunu unutmasın ki Göztepe taraftarları olarak Levent Ürkmez ve benzeri kişiler gibi güçlü lobilerimiz yoktur ancak kulübümüze yapılan haksızlıkları unutmayacak kadar güçlü hafızamız ve bunların hesabını korkmadan soracak yüreğimiz vardır.


Saygılar,
Göztepe YALI Derneği
Yönetim Kurulu



bu bildiriyi hazırlayan herkese teşekkürler..





20.11.09



cumartesi oynanacağı kesinleşen futbol maçında yerimizi aldıktan sonra, pazar günü yukarda resmini gördüğümüz hentbol takımımızı destekleyeceğiz.. onlar bunu futbol takımındaki ruhsuzlardan daha çok hakediyorlar.. imkanı olan herkesi, armasını terleten bu çocuklar içinde pazar günü saat13:00 te gürsel aksel tesislerine bekliyoruz..

hatta bu takımı yaşatabilmek ve deplasman masraflarını karşılamalarına yardımcı olmak için burdan pixel satın alabilirsiniz..

18.11.09

inanamadım sonucu duyunca.. ama 90. dk.da olsa da galibiyet gelmesi.. bilgisayar başında sinir olmamızın sonucunda biraz rahatlattı.. maçı izleyenlerin yorumlarından yine sıkıcı ve kısır bir futbol oynadığımızı öğreniyoruz.. mert somayın serbest vuruşunda rakibe çarpan topun balına gol olmasına ne kadar sevinebilir ki.. umarım bu takım bir gün normal bir gol de atar..

rakiplerimiz ikramlarını bu hafta değerlendirdik ve 2 puan kaldı ikinci sırayla.. daha bay olduğumuz haftada var.. işimiz zor ama takımın klasman grubuna değilde yükselme grubuna kalması mucize olacak..

edit: görmeden yorum yapınca böyle oluyor.. mert somayın frikiğinde top direkt olarak filelere gitmiş.. herhangi temas yok topa..

not : golden sonra olunca yanlış anlaşılmasın ama mert kötü oynadığında bile hücum hattında sorumluluk alıp bişeyler yapmak için uğraşan tek adamdı.. şimdi recep ve hasanda biraz etkili oluyor ama mert aslında bu adamlarla beraber oynamalı benim görüşüme göre..

15.11.09

ruhsuzlara karşı...


alanya maçı öncesinde bütün taraftar gruplarının temsilcileriyle yapılan toplantıda alınan kararla.. alanya maçında sessizlik protestosu son 20 dk.ya kadar bu karar uygulandı.. ama sonuçta dayanamayarak sessizliği bozduk.. birde ikinci yarının başında şeref tribünde bulunan ama orda bulunmayı haketmeyen levent ürkmezi yaklaşık 10 dk. lık tepkiden sonra stadtan kovduk..

maçın en güzel hareketi ise 10. dk.da yalı grubundaki arkadaşlarımızın hazırladığı '' SUSUYORSAK, ARMAYA OLAN AŞKIMIZDANDIR!!! '' pankartı ve arkasından gelen '' aşkımız renklere, sizlere değil! '' tezahuratıydı.. burda keşke aşkımız renkler yerine, aşkımız armaya deseydik daha güzel olurdu..

maçın anlatılmaya değer pek bir yanı yoktu.. rakip alanyasporda bizim çocukların futbol oynamadığını görüp, onlarında bu ruhsuzluğa ayak uydurmasıyla son derece sıkıcı geçti.. bizim gol pozisyonumuz bile olmadı denebilir.. bir tane şadi kaleci ile karşı karşıya kaldığı yüzde yüz pozisyonu kaçırarak bizi şaşırtmadı.. birde hüseyin yarmasını ceza sahasında düşürmelerinde penaltı beklentimiz oldu.. bu pozisyonda bence hakem hüseyinin yükselmeye zahmet etmeye bile çalışmadığını görüp penaltıyı vermedi.. tamam takımın çoğu ruhsuz ama bu yarmanın ruhsuzluğu başka birşey gerçekten.. takım buna şişiriyor topları ama bu hiçbirisine yükselmiyor bile.. gerçekten aldığı her kuruş haram olsun..

maç sonu açıklama görmediğim için taraftara bu puan kaybı nedeniyle nasıl bir bahane bulacaklarını gerçekten çok ama çok merak ediyorum..

protestoyla alakalı olarak ise.. bence sonuna kadar tepki göstermeliydik.. bir sonraki maçtaki protestomuzun ne olacağını da merak ediyorum.. bundan sonra tepkinin yönetime olmasını ama yönetimden de i. hakkı gül ve serdar samura kişisel tepki olarak göstermemizi isterim..

dip not: anlayamadığım bir başka olayda, taraftarlar bir tepki gösteriyorlar sessizlik sağlanıyor.. ama maçtan hemen sonra karavandan niye alışveriş yapıyorlar.. almayın maçtan sonra tepki gösterin.. hafta içi gider alırsın ne alacaksan.. ama orda kişisel bir tepki bile koyamıyorsun.. bazılarını anlamak çok zor gerçekten..

1.11.09

utanmıyormusunuz!!!!

yalı en güzelini yazmış.. üstüne söylenecek pek bişey bırakmamışlar ama ben bir cümle daha söyleyeceğim.. imam altınbaş haklıymış.. bu oyuncuları holdinge alır gibi transfer etmiş.. çünkü futboldan anlamıyorlar... bu kadar ruhsuz bu kadar şahsiyetsiz bu kadar karaktersiz bir oyun oynamayı başardılar bugün..

erol hoca hakkında yaptığım analizde.. oyuna pek katkı koyamadığını ve takımı hüseyin kartala çok bağımlı oynattığını belirtmiştim.. tabii ki beni okumuyor ama tahmin ediyorum ki rakibi izlemekten kendi takımını izlemiyor.. bir takım bütün toplarını uzun oynayıp ve bu uzun toplarını sadece bir kişiye oynayıp, o topları sadece iki kez ( ilki 89. dk. da ) indirebilen bir oyuncuya bel bağlarsa.. sonuç bu şekilde olur.. bu takım bugün sadece etkili bir tek atak gerçekleştirdi ve o atakta sağdan recep kaçarak topu ortaladı ve o topa kafayı hasan vurdu ve direğin üstünden auta çıktı.. bu iki oyuncuda 2. yarıda oyuna dahil oldu.. erol hoca takımını iyi analiz etmeli ve takıma zarar veren oyuncuları.. ilk önce hüseyin kartal.. orta sahada m. akif ve tayfun.. defansta emrah.. olmak üzere bir temizlik yapmalı.. birde kanatta oynayan oyuncularına orta yapma antremanı yaptırması gerkiyor.. bir takım her iki kanadından bu kadar orta pozisypnu bulup bu ortalarda % 0 isabet sağlarsa.. orda bir sorun vardır..

sinan - eray, evren, burak. bulut - ( ? ) - mert, ferhat, hasan - recep, şadi olarak bir takım çıkarırsa bi ihtimal top yapacak bi kadro oluşabilir.. ( ? ) ile bıraktığım defansif ortasaha bölgesine bir oyuncu eklenmesi lazım ama o oyuncu kim olur onu bilmiyorum..

bu arada tabii ki hakemler konusunda da bir şanssızlığımız var.. sezon başından beri sadece ama sadece geçen hafta son dakikalarda bir pozisyonda faul mu ofsayt mı verdiği belli olmayan bir pozisyonda yediğimiz golü iptal ettiler onu dışında neredeyse bizim lehimize bir karar vermiyorlar.. bugün de tribünden gördüğüm kadarıyla ortada bir pozisyona hemen penaltı çalmasına rağmen hem ilk yarıda hemde ikinci yarıda birer penaltımız yedi.. yani birbirinin hemen hemen aynı pozisyonlarda rakip takım lehine faul. sarı kart, kırmızı kart ve penaltı kararı çok çabuk ve kolay biçimde çıkarken.. bizim lehimize ise ya çıkmıyor ya da lütfen çıkıyor.. bugünkü hakemin adı mehmet şimşekmiş.. onun ve yardımcılarının bu gece rahat uyuyacaklarını düşünmüyorum..

bugün maçın sonunda şeref tribününde olmayan veya olamayan ( maçın başında bakmadım kimse varmıydı diye ) yöneticilerimiz her fırsat bulduğunda taraftara laf sokma yarışına gireceklerine.. bu hakemler konusunda federasyona ve mhk' ye de tepki gösterseler.. herhangi bişey yapsalar dişlerimi kırılacak anlamıyorum.. arkadaşım tamam bu takımı kötü günlerinde aldınız da.. yani böyle taraftarın gücü olmasaydı almazdınız onu da biliyorsunuz.. birazcık ta bu takımı kulüp gibi yönetin.. burası sizin holdinginizdeki herhangi bir şirket değil.. burası GÖZTEPE SPOR KULÜBÜ!!

en son olarakta tribünü yöneten arkadaşlardan bir ricam olacak.. tamam güzel bir organizasyon yapıyoruz hep beraber tribünde ama sahada olan olaylara hiçbir zaman tam reaksiyon gösteremiyoruz.. tamam bu olay ATATÜRK stadında tam etkili olmasada bir şekilde aleyhimize olan haksız pozisyonlarda hem rakip takımı hemde hakemi etki altına almamız gerekiyor.. lütfen bu konuda biraz daha özen gösterelim..

31.10.09

maça hazırız!!

pazar günü Atatürk stadında yerimizi alıp Göztepemizi destekleyeceğiz.. bu maç sezonun ilk maçından önce ve sonra yaşanan olaylar nedeniyle ailemizle aramızın bozulduğu bir maç oldu.. orda yaşananları sadece ve sadece orda bulunanlar bilir ve anlar.. sonuçta herkes orda şortlarıyla, havlularıyla tekne turlarının ve denizin keyfini çıkarırken.. stada erken ulaşan bir grup arkadaşımızın saldırıya uğramasıyla bir anda tansiyonun yükselmesine rağmen.. herkesin stadın önünde toplanmasıyla durulduğunu zannettiğimiz zamanda.. marketten alışveriş yapan gençlerin çantalarının çalınması üzerine ve onların tartaklanması üzerine çığrından çıkmıştı.. daha sonra olanları bilmeyen yok zaten.. istanbul medyası bizi terörist bile ilan etti.. bunu orda yaşananlara şahit olanlar hariç kimse anlamaz..



pazar günü belki bu görüntüleri sunamayacağız izleyenlere federasyon yasaklarından dolayı ama sesimizle boğacağız fethiyelileri.. bu sezonki en iyi tribün olacak o maçta buna eminim.. keşke alsancak zemini bozuk olmasaydıda o fethiyeli topçular o gürültüde 2 pas bile yapamasaydı.. her şeyde bi hayır var diyelim..

yine rakip seyirci olmayan bir maç daha yaşayacağız.. ben rakip seyircininde olmasını ve onları tribünde etkisiz hale getirdiğimiz maçları daha çok seviyorum ama sanırım bu isteğim seneye 1. lige çıktığımızda olacak sadece..

pazar sabahı güzelyalı parkında toplanıp sahilden konvoyla stada gidyoruz.. maçtan önce de koraç pup..

son not olarakta umarım fethiyeliler gelmez..

27.10.09

yeni teknik direktörümüz hakkındaki ilk tespit!!

erol azgın adını akif başaranın yerine gelen t.direktörün adını yönetimin açıklamasına kadar duymamıştım ve ilk duyduğumda hayal kırıklığına uğramıştım..
türkiyenin en iyi teknik direktörlerinden olan, izmirli ve GÖZTEPEye her zaman sempatisi olan ümit kayıhan, tribünden bir çok arkadaşımın < yaa olum bırak ümit hoca bize gelirmi, yakında süper ligden bi takım ona teklif yapar o da o kadar parayı bırakıp bize gelmez > demesine inat facebookta kendisine ait sayfasında GÖZTEPE videoları ve kendi zamanındaki şampiyonluk günlerine ait klipleri sanki inadında profilinde sürekli paylaşıyordu.. bizim ona göderdiğimiz onu GÖZTEPEnin başında görmek istediğimize ait yorumlarımıza < bende gelip GÖZTEPEnin başında başarılar kazanıp, takımımızı süper lige çıkarmak istiyorum > şeklinde yorumlar yapıyordu..
işte bu şartlar altında takımımızın şahlanmaya ihtiyacı olan günlerde ümit kayıhanın takımın başına geçmesiyle alınacak bir kaç galibiyetle hem tribünler daha fazla dolacak, hem de rakiplerimiz ümit kayıhan isminden dolayı bizden çekinecek ve hedefe daha kolay ulaşacağımızı düşünüyordum ev erol azgın ismi beni tamamıyla hayal kırıklığına uğratmıştı.. ama en azından bir maç canlı olarak hocayı takip etmem gerektiğini ve ondan sonra yorum yapmamın doğru olacağını biliyordum..

ilk olarak takımın oynadığı oyunun ve ya sistemin ne olduğu konusunda hiç bir bilgi edinmek mümkün değil.. sadece defansta 4 lü oynuyoruz.. ve burda sözü akif başarana getirip sadece boyları uzun olduğu için serhat veya emrahtan birini sürekli oynatmasının burak adındaki stoperimizin iki tane kazma ve uzun boylu oyuncu tarafından kesilmesi ve bizimde bu iki oyuncudan biri yüzünden her maç hop oturup hop kalkmamıza sebep oluyordu.. bu maçtan sonra söyleyebilirim ki eğer fethiye maçından itibaren defansın göbeğinde evren - burak ikilisini oynatmazsa erol hocanın yanlış yaptığı olacaktır.. sağ bekte ise eray yoksa tayfunu o böldege kullanmalı.. sol bek ise bulut..

orta sahada ise bu takım sezondan başından beri ferhatı orta sahanın sağında kullanmaktan vazgeçmeli artık.. ferhat o bölgede oynamaya alışık olmadığı için kanat organizasyonlarında sadece eraya bağımlı oynuyorduk.. ayrıca bu takımın orta sahasında veya hemen forvet arkasında ali mumcu veya hasan aydınlıdan birisinin mutlaka oynaması ve onlarında oynarken kendilerine değilde takıma oynamalarını sağlanmalı.. ve takım kadrosunda 6'sı yeni transfer tam 7 oyuncu var ama bu oyunculardan sadece ve sadece recep gayık oynadığı zamanlarda takıma faydalı oluyor ve forvete hareket getiriyor ama buna rağmen çok az forma şansı buluyor.. forvet hattında hüseyin ve şadi birlikte oynadığında hiçbir organizasyon yapılmıyor ve oldukça durağan bir oyun yapısına sahip oluyoruz.. yani recep kesin oynamalı ve yanına eğer bir forvet daha oynatacaksak bu oyuncunu şadi olması daha uygun olur.. hüseyin ise son 15-20 dk. kala son umut olarak oyuna sürülmeli..

şu an için takımımızda bu yazdıklarımız düşünülmediğinden dolayı oynayan oynayan oyuncular içinden en hareketli olan ve takımın hücümda bel bağladığı oyuncumuz mert somay ise ilerideki forvet oyuncularımız çok hareketsiz olmasından dolayı aldığı topları genellikle olumsuz kullanmak durumunda kalıyor.. bu durum diğer oyuncularımız içinde geçerli ve forvetlerin ileride top tutamaması ve orta sahadan gelen oyunculara hareket ederek alan açamamalarından dolayı sürekli geriye dönüşler oluşuyor ve bu durum tribünlerdeki taraftarlarımızn homurdanmasına ve tepki göstermesine neden oluyor..

evet GÖZTEPE taraftarı sabırsız bir taraftar ama bu demek değilki sahada güven veren bir oyun olduğunda veya terinin son damlasına kadar mücadele eden oyuncular olduğunda da bu taraftar bu kadar isyankar ve sabırsız olacak.. sonuçta bu oyuncular para sıkıntısı çekmiyorlar ve yönetim onlara verdiği sözleri tutuyor ve sürekli rahat ettiriyorlar.. bu oyuncuların tepkilerine karşı onlara maradonanın sözlerini hatırlatmak gerekiyor < baskı mı ne baskısı olabilirki üzerimizde.. baskı evine ekmek götürmek için çok zor şartlar altında çalışan emekçinin omzunda olur.. biz futbol oynuyoruz ve üstüne para alıyoruz.. > bu ekonomik kriz ortamında maddi olarak kendilerine verdiği sözleri tutan bir klubün taraftarları da bu oyunculardan en azından özveri, mücadele ve haysiyetli bir futbol bekler.. siz bunu ortaya koyamazsanız her türlü tepkiyi görürsünüz..

nöbetçi kaptanın tuhaf açıklamaları..



öncelikle başlığı açayım; kaptan evrenin geçen haftadan sarı kart cezası alması dolayısıyla bu maçta oynamaması üzerine sahaya GÖZTEPE kaptanı olarak çıkan oyuncumuz tayfun.. maç bitimi yaptığı açıklamada, takımdaki bazı arkadaşlarına tribünlerden gelen olumsuz tezahuratlar ve küfürlerden dolayı konsantre olamadıklarını ve morallerinin bozulduğundan dem vurmuş.. ve bu durumu rakip takım oyuncularının kendilerine karşı psikolojik olarak kullandıklarını belirtmiş..

bu açıklamada doğru bir tespit olduğunu kabul etmiyorum.. belki rakip takım oyuncularının hakkında söyledikleri doğru olabilir ama onuda anlatış biçimiyle inandırıcı olmaktan uzak tutmuş.. şimdi tayfun kardeşimize taraftarın tepkisi konusunda özellikle en son maçta katılmam mümkün değil.. son maçta sadece ve sadece hüseyin kartal adındaki çam yarması kılıklı santrafor bozması oyuncumuza tepkiler oldu ve bu tepkileri başlatan anda 29 numaralı oyuncumuz yaklaşık 2 m. olan boyuyla sadece 1-2 m. mesafeden topu boş kaleye kafayla tipleyememesiyle, o dakikaya kadar yaptığı top kayıpları ve kaçırdığı gollerin üstüne tuz basarak olayların fitilini kendi kendine ateşledi.. ve tepki dediği olaylarda sadece 10-15 civarı kişilerden gelen ve birbirinden bağımsız bireysel tepkilerdi ki; bu tepkileri tribünlerdeki insanların bir çoğu bile duymadı.. yani bir oyuncu bugüne kadar oynadığı maçlarda olumlu hareket olarak sadece birkaç kafa topunu doğru bir şekilde arkadaşlarıyla buluşturmuşsa ve bu süreçte ne arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlayamaması ne de bir gol atamamasına rağmen, taraftarın büyük bir sabır göstermesine rağmen kendini geliştirememiş ve sahada sadece öylesine dolaşmış ise; taraftarın en sonunda sabrının taşması üzerine bu kadar alınganlık etmeyecek ki, o tepkiler sınırlıydı.. ileride bu şekilde ruhsuz ve takıma zarar vererek oynaması durumunda o taraftarlar tarafından sahadan kovulacaktır.. bunu da hiç bir zaman unutmasın.. hatta kişsel olarak ona tavsiye artık sahay çıkmasın ve devre arasında oynayacak başka bir takım bularak GÖZTEPE formasını giymeyi bırakmasıdır...

en son not olarak ta, takımın sitesinden taraftarın üzerine fazla yüklenilen mesajların yayınlanmasından vazgeçilsin..

ekstra not; bu maçta göztepe uniforce tarafından hazırlanan resmi üstte olan pankartın siyasi sebeplerden stada alınmaması üzerine yönetimin niye açıklama yapmadıklarını da öğrenirsek çok sevineceğiz.. göztepe taraftarı laik ve atatürkçü bir kitledir.. yönetim bu kitleyi doğru algılayıp davranışlarını ve beyanlarını bu kitleyle ters düşmeyecek şekilde yapmalıdır.. burası izmir kardeşim, bize ayak uyduramıyacaksanız bu klubü almayacaktınız..

7.10.09

ohhhhhhhhhhhhhh beeeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!!!!!!!!!!!

bu sezon başımıza gelen en iyi olay olarak akif hoca istifa etti, en sonunda.. vallahi bugün onun karar vermesinde gol attıktan sonra bile kendisine istifaya çağırmamızın katkısı olmuştur umarım.. sezon başından beri en doğru tespiti istifa ederken yapmış ve takıma zarar veriyorum o yüzden istifa ediyorum demiş..

bu arada yönetimde hemen açıklama yaparak ümit kayıhan adaylarımızdan biri değil demiş.. kimi getireceksinizki.. bu taraftar kime daha fazla kredi verir ki.. bunu hiç düşünmüyor musunuz..

neyse buda bir adımdır.. istifayı kabul etmeyip, hedeflerimize seninle ulaşağımıza inanıyoruz da diyebilirlerdi.. o yüzsüz, gurursuz herifte hala bu takımın başında olabilirdi.. buna da şükür..

ohhhhhhhhhhhhh beeeeeeeeeeeeeee!!!!

27.9.09

Akif defol git artık!!!

başlık böyle olunca daha fazla şey yazmamam gerek ama dayanamayıp yazacağım.. bir takımın sezon başından beri oynadığı maçlarda en iyi oyuncusu kalecisi SİNAN ise.. o takımın adı GÖZTEPE bile olsa, o takım bu oyun anlayışı ile en fazla küme düşmemeye oynar.. bu takımın en tepesinde bulunan kişi kim ise bu duruma bir neşter operasyonu ile son vermeli.. bu da bu gece olmazsa, en geç yarın sabah olmalı.. bu takımın alsancak stadında bugün tam bir bütünlük sağlayan taraftarlarına, bu acıyı yaşatmasının önüne geçilmeli.. ayrıca yarın sabah hüseyin kartal ve 5 dk. içinde gereksiz iki sarı kart gören sol bek bozuntusu serkanın kadro dışı bırakılması gerekir.. bu nasıl bir takım çalıştırmadır ki oyuna soktuğun oyuncun 10 dk. sonra darbe almadan sakatlanıp oyundan çıkıyor.. vallahi helal olsun.. bu taraftar bugün haykırdığı gibi.. bir tek ümit kayıhana zaman tanır, başka hiç bir kimsenin, hatta fatih terimin bile ümit hoca kadar kredisi olmaz bu takımda.. yönetim bu işe en kısa sürede bir son vermeli artık.. ha onlarda bu işi yapamıyacaklarsa, akif hocaya eşlik ederek beraber giderlerse de memnun oluruz..

bu maçın hakemi eğer kim ise.. adını öğrenmeye tenezzül bile etmiyorum.. eğer bu herif hakem ise;
ahmet çakarca bir yorumla bende uzay mühendisiyim derim.. erman toroğluca bir yorumla da bu hakeme kardeşim olmadığı için kuzenimi veririm, eniştem olsun ama hakem olmasın diyorum.. kapalını önündeki elinde bayrak sallayan yaratığa ise stadda söyleyeceğimi söyledim.. ona edecek hakaretim kalmadı artık.. bu iş o kadar basitse sokaktan çevirdiğimiz herkesi maç yönetmeye çıkaralım yani.. bu sene belli hakemler belli maçları katletmek için özel görevlendiriliyor, ben buna kanaat getirdim maalesef..

maçtaki en güzel hareketler ise kalecimiz SİNAN ve taraftarlarımızdan geldi.. 1-2 münferit olay dışında mağlubiyete rağmen 85 dk. boyunca sonsuz destek verdik.. ama bu destek karşısında SİNAN ve birazda evren dışında hareketlenen oyuncumuz olmadı maalesef.. bu da yönetime bir ders olmuş olması gerek.. çünkü sezon başında oyuncularla maç başı anlaşma yaparak, oynayan oyunculardan az para vererek çok verim almayı düşündüler.. ama bu özellikle hüseyin kartal denen çam yarması örneğinde olduğu gibi ters tepti..

akif hocanın ilk yarıda bütün topları ali mumcuyla buluşturma taktiğide bu topların ali mumcuyla yanlış yerlerde buluşması sonucu hem ali mumcuyu oyundan düşürdü hemde göztepeyi.. ayrıca bütün bu olumsuz duruma rağmen oyunu taktik olarak değiştireceğine, duran toplardan pozisyon bulabilen ve yaratabilen tek oyuncumuzun da 2. yarıda oyundan alarak ne kadar çapsız bir antrenör olduğunu kanıtladı.. akif hoca biraz onur, haysiyet ve gurur varsa hemen acil olarak istifa etmeli.. hareket etmeye cesareti olmayan yönetime bir hamle yapma şansı tanımalı..

sarıyerleri topçular ise maç boyunca bizim taraftarla diyaloğa sadece gol sonrasında girmelerine rağmen, maç sonu bu takımdan kazandığı paralarla evlerine ekmek götüren ama karaktersiz olduklarını bugün ispat eden göksel ve cumhurla zaten sinirli ve gergin olan taraftarla diyaloğa girip kaçarak küfür yemek istediklerini ispat ettiler..

yeter artık daha fazla yazmak istemiyorum..

1.9.09

fethiyelilerin başlattığı pisliklerin ve olayların göztepemize ihale edilmesi!!!

öncelikle olayların başlama sebebini bilmeyen kişilerin göztepe taraftarlarını suçlamasından hatta terörist ilan etmesinden dolayı hepsini kınıyorum.. özellikle bizans basını olayların üstüne gidip nasıl oluştuğunu araştıracağına göztepe taraftarını terörist ilan ederek her zamanki kaypaklığını gösterdi hepsini tebrik ederim!!

olayların başlamasından çok önceye gidelim.. izmirden gece yola çıkan grupların tek amacı vardı.. sabah erkenden ya tekne turuna katılacaktı, ya da ölüdenize gidip 1 günlük güzel bir tatil yapıp dönüş yolundan önce göztepemizin ilk deplasmanında orda olarak şampiyonluğa giden yolda ilk adımı beraber atmak.. saat 17 civarına kadar herkesin planı tıkır tıkır işledi.. ne olduysa o saatten sonra başladı.. özel minibüsle gelen 7-8 arkadaşımız bilet almak için fethiye stadına gitmişler ve orda bayrak asan fethiyelerle < bayrak deyince yanlış anlamayın yaklaşık 50 m2 lik beyaz kumaşın ortasında 40 cm lik bir fethiye logosunun olduğu sıradan bir bez parçasıydı :):) > karşılaşmışlar uzaktan bi göz göz çekmelerine laf atan fethiyeliler bizimkileri dışarı çağırmışlar ve bizimkiler çıktıktan 1 dk. sonra 6 araba dolusu 30-40 lı yaşlardaki adamlar sopalar, demirler ve taşlarla bizim arkadaşlarımıza saldırmışlar.. ve bir arkadaşımızın başına 10, koluna ise 6 tane dikiş atıldı.. bu olayı sona erdiren ise başka bir göztepeli grubun stadın yanına gelmesi olmuş ve o cengaver!!! fethiyeliler ara sokaklardan hemen sıvışarak kayıplara karışmış.. bunu duyan diğer grup ise merkezdeki meydandan toplanmış halde stada geldi.. biz geldikten sonra marketten alışveriş yapan genç kardeşlerimizden 2 tane çanta çalan fethiyelilerle bir kez daha kovalamaca yaşandı.. kovalamacaya katılan kardeşlerimizin anlattığına göre evlerden, dükkanlardan herkes bizimkilere küfür ve taş yağdırınca deliren gençler polisin sadece kendilerine müdahale etmesi karşısında iyice kendilerinden geçerek polislede çatışmış ve televizyonlarda gördüğünüz olaylar bu şekilde başlayıp, polisle çatışan göztepe taraftarı olarak yansıdı.. evet keşke bu olaylar yaşanmasaydı.. biz oraya eğlenmeye gittik ama arkadaşlarımızın başına gelenlerden sonra en sakinimiz bile en azından maç boyunca küfür etti.. bu arada maç öncesinde ve oynandığı sırada şeref tribünün yanında bizim futbolcuların klübesi üzerine ksk bayrağı asarak ve oyuncularımıza küfür ederek ve maç kadrosuna giremeyen oyuncularımızı tekmeleyerek şeref tribününden attılar.. açık tribünde ise ksk formalı bir şahıs kabadayı gibi yürüyerek taraftarları sürekli tahrik etti.. polis bu şahsın 3. tahriğinden sonra formasını çıkarttırdı biraz sakinlik oluştu..

maça gelirsek bizim takım genelde topa hakim olsada gol pozisyonu yakalayan taraf fethiye oldu ama yeni transfer olan oyunculardan en başarılı performansı gösteren kalecimiz sinan son derece güven veren kurtarışları ve taraftarıyla yaptığı olumlu diyaloglarla hepimizin gönlünü kazandı.. kaptan evren takımın sinanla beraber en iyi oyuncusuydu.. diğer oyuncularımız vasattı.. biraz mert çırpındı ama o kadar.. taraftarın sevgilisi ferhat ise ortadan sağ kanada geçince performansı düşmüş.. akif hocanın onu ortaya çekmesi, recepten bir şekilde yaralanması.. oyuna sonradan giren oyuncumuz ali mumcudan sürekli kadroda oynatarak faydalanması gerekiyor.. görünen o ki takımda yaratıclığı olan sadece bu oyuncu var.. ayrıca hüseyin kartalıda hazır değilken ve takıma yeni katılmışken oynatmaya bilirdi.. çünkü olumlu bir tek hareket yapamadı.. sonuçta bu maç bu kadar gerginken oyuncularda bu gerginlikten nasibini aldı bence.. o yüzden fazla eleştirmeye gerek yok.. ama akif hoca biraz daha dengeli bir kadro çıkartmalı ki, oyunu değiştirebilecek oyuncular son dakikalarda oyuna girdiğinde tam randımanla oynayamıyorlar..

maç sonu geldiğinde ise tarihte bir daha hiçbir kimsenin yaşamamasını isteyeceğim bir durumla karşılaştık.. tam 2 saat bizi su bile içilemeyen bir ortamda oruçlu olan arkadaşlarımız iftar saatinden önce joblayarak stada sokmalrı gibi, bizi toz toprağın için ayakta veya pisliğin içine oturtarak bekleten fethiye emniyetine teşekkürlerimi iletirim.. bizi orada 2 saat bekletince fethiyeli korkaklara göcek civarına kadar giderek taş atmak için pusu kurmalarına olanak tanıdılar.. olayları engellemek için aciz kaldıklarına bir örnekte bütün otobüsleri antalyaya yönlendirmelerine rağmen, bazı otobüslerin geri dönüşüne engel olmamaları ve futbolcuları taşıyan otobüsü hiç bir koruma altına almadan yola çıkarmalarının sonucunda saldırıya uğrayan kafileden masörümüzün gözünün hemen altına isabet eden cam parçası yüzünün bir gözünü kaybederse emniyet güçlerinin savunması ne olacak acaba?

bu maç sonu olaylarında örnek olarak lüleburgaz emniyeti diğer emniyetlere brifing vererek maç sonu deplasman takımı olay çıkarılmadan nasıl tahliye edilir dersi vermeli.. maç bitmesine yakın otobüsleri stadın yanına dizersin maçın uzatmaları başlamadan sırayla herkesi çıkartarak her otobüse veya minibüse eskort vererek şehir dışına kadar çıkartırsın herkes rahat eder.. yalnız onların da ilk girişteki uygulaması iyi değildi güneşin altında sıcak havada 2 saat yine insanları aç susuz bırakmışlardı.. her yerde sorun oluyor maalesef ama sorunu çözmek zor değil.. ama eğer bir grup insanı bir yerde bekletecekseniz onların acil ihtiyaçlarını karşılayabilmesine imkan tanımalısın..

en son olarak göztepe spor kulübü yönetiminin bu dakkaya kadar oyuncu kafilesi ve idari ve teknik kadrosu ve diğer görevli personelinin bulunduğu otobüs taşlanmış ve muğlaya kadar kırık camlarla gitmesine rapmen ve personelininden bir kişinin saldırılar sonucu gözünü kaybetmesi tehlikesi varken.. taraftarı bütün olayları başlatan karşı taraf olmasına rağmen teröristlikle suçlanırken.. yaralı halde hasteneye kaldırılan taraftarın polise şiddet uygulamak ve yaralamaktan mahkemeye çıkarılmak üzere tutuklanmışken.. hala ama hala sessizliğini nasıl koruyor merak ediyorum.. neden!! neden!!

28.8.09

Pazar günü Fethiye'yi fethetmeye gidiyoruz..

Evet başlık biraz manidar oldu ama gerçek böyle.. bizi küçümseyenlere inat pazar günü için inanılmaz bir ilgi oluşacağını düşünüyorum.. buna düşünmeme sebep ise cuma gecesi saat 23:35 e kadar gidecek otobüslerde yer bulamamamdan ve bu maça araçla gitmemin kesinleşmeye başlaması sayılabilir heralde.. yalı grubundan bazı kardeşlerimin işlerinin çıkmasını bekliyorum bana yer açılması için, düşünün artık.. bu takım taraftarıyla süper ligi 3 istanbul takımından bile daha çok hakediyor.. herkes ama herkes katılımı arttırmak için birilerini arıyor.. nakit sıkıntısı çeken kardeşlerine özel organizasyonlar yaparak onlarında bu özel duyguyu tatması için kendince yardımda bulunuyorlar.. GELİYORUZ ULAN!! YALI grubunun sloganı haline geldi.. sadece onlar mı.. yankiler, göztepe 1925 TD, bornova grubu gibi göztepeye sevdalanan herkes orda takımını desteklemek için yarışıyor.. bu MUHTEŞEM taraftara sadece 1000 kişilik yer ayrılmış duyduğumuza göre.. biz o bin kişilik yere en az 3000 kişi sığarız.. kucak kucağa, omuz omuza, kol kola, üst üste, alt alta.. ama sığarız... yeter ki bize zorluk çıkarmasınlar, lüleburgaz daki gibi.. 2. lig gibi bizim uzaktan seyretmemiz gereken bir ligde, misafir olarak geçireceğimiz bir sezonun ilk ve deplasman maçında gücümüzü göstereceğiz..

Ondan sonra ise.. sadece ama sadece tribünleri doldurarak bucalıları ezeceğimiz kupa maçında herkesi kendimize hayran bırakacağız.. buca maçından şahsen galibiyet beklemiyorum ama sürpriz yaparsa oyuncularımız hepsini bağrımıza basarız.. ama sürpriz olmazsa bizim hedefimiz öncelikle bank asya olduğu için oyunculara bi tepki gelmez ama..dışarda bucalılar bir sürpriz bulabilirler..

hadi inşallah yolumuz açık olsun..

2.7.09

Göztepemizin yeni grubu belli oldu!!

2. ligde misafir olarak geçireceğimiz tek sezonda mücadele edeceğimiz grubumuz belli oldu en sonunda.. tff, 3 grubu karışık olarak belirleme fikrinden vazgeçip eski sistemden devam etme kararı almış, doğru bir şekilde.. yine biraz karışık olamakla beraber, çok çok uzak deplasmanlar olmadan daha rahat bir mücadele edeceğimiz bir grup oluştu.. tabii ki bu deplasmanlarda göztepe taraftarı her zamanki gibi yerini alacaktır.. ancak yönetimimizden taraftar grupları ile görüşmeler yapmaları ve maçlara gidecek taraftarlarımız için gerekirse izmir emniyet müdürlüğü aracılığıyla diğer illerin emniyeti müdürlüğü ile irtibata geçilerek, bu sene lüleburgaz deplasmanında olduğu gibi sorun yaşamamızın önüne geçmelerini istiyorum... bu kadar yazdıktan sonra grubumuzu da bildirelim..

Göztepemiz
Sarıyer
Eyüpspor
Tepecikspor A.Ş.
İstanbulspor A.Ş.
Akhisar Belediyespor
Turgutluspor
Denizli Belediyespor
Fethiyespor
Konya Şekerspor
Alanyaspor

bu grupta sarıyer ve istanbul spor maçlarını gözüme kestirdim deplasman için.. bakalım fikstür ne zaman açıklanacak.. yeter artık bu kadar tatil maçlar başlasın artık.. özledim koraç pub ve tır parkını ;) ;)

bekleyin bizi geliyoruz.. ıssız kuytu köşelerden dönüyoruz ULAN!!

18.6.09

Efes şampiyon!!!

Seride oynanan oyundan ve ergin atamanın yaptığı serzenişten kıl kaparak çok çok büyük bir gerilime doğru ortamı sürükleyen fb yöneticileri ve ceza vermekten korkan federasyon ve başkanına söyleyecek birşey yok artık.. azizsilin eğer maçın sonunda oluşan olayları durduracak gücün yoksa provakatör yöneticilerini o kadar konuşturmayacaktın.. hele sahaya dalıp oyunculara saldıran beyinsizler, neyi amçlıyordunuz orda gerçekten anlamak istiyorum.. seyircisi olmayan bir takıma bile bu kadar nefret beslemenizi sağlayan nedir cidden merak ediyorum.. efesin gerçekten kulüp takımı mantığında seyircisi ne kadardır sizce.. evet maçlarına gidip destekleyen insanlar var ama onların önceliği zannedersem basketbol ve spor sevgisidir..

bunu nereden düşünüyorum; arkasın muhteşem zaferinde yazmıştım, o gün ksk mavişehir arenayı dolduran kişiler sadece voleybol izlemeye gelmişti.. o gün orda kskli, göztepeli, altaylı, bjkli, gsli, fbli başta olmak üzere birçok karmaşık insan profili vardı ama o günkü amaç güzel bir ortamda bir izmir ve türk takımının ilk defa avrupada kupa kazanmasına destek ve tanık olmaktı.. ve orda kimse kendi takımını düşünmüyordu..

konuya dönersek eğer müessese takımı küçük bir şehir veya ilçede değilse onu destekleyen kişiler sporu ve o spor dalını sevdiklerinden destek verirler.. tabii o takımda başarılı ve uzun süreli ise efes gibi, bu destek biraz daha ileri boyuta taşınabilir ama hiç bir zaman bir kulüp takımı düzeyine gelmez.. tabii bu durum müessese kulüplerinin yöneticilerinin bazen işine gelirken bazende destek yeterli olmadığında üzülmelerine sebep olur.. ama bu destekleyen grup hiç bir zaman, belli bir geleneği olan takımların taraftarı gibi taşlı sopalı bıçaklı satırlı kavgalara ve olaylara karışmazlar.. bu takımların yöneticileri hakem hatalarıyla puan veya maç kaybettiklerini düşündüklerinde hiç bir zaman seyircimizi zapt etmek zor oluyor bir daha ki maçta olayların önüne geçemeyebiliriz gibi.. veya daha da vahimi son olarak mahmut uslunun 4. maçın sonundaki demeci gibi kandi sahamızda maç kaybediyoruz ne seyircimiz ne de yöneticilerimiz hiç bir tepki göstermiyor ama hakemler ve federasyon ayağını denk alsın tarzında bir açıklama yap(a)mıyorlar.. neden çünkü bu tarz sözlerle gaza geliip bir sonraki maçta ortalığı cehenneme çavirebilecek kadar kendinden geçecek bir taraftar grubu arkalarında yok.. ha olsa belki onlarda yapar bilemem.. onların yapacakları en büyük tehdit desteğimizi bitirip şubeyi kapatırız şeklinde bir açıklama yapmak oluyor..

ama aslında üzücü olan ise dün gece yaşananlara hala destek vermeye devam eden fb liler olmasıdır.. hala olayı birkaç taraftarın yaptığı münferit olay kategorisine sokmaya çalışıyorlar.. yani nesi münferit bütün pota arkası ve fb benchi arkası komple indi parkeye.. çevik kuvvet zor kullanarak zor boşalttı sahayı.. birde polise saldıranlar vardı polis onları bile içeri almadı.. ha aldıkları ne oldu derseniz ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmışlar.. oda ayrı bişey.. kimse o olaylara karışan ve sahaya girenleri tespit edelim en az 2-3 yıl bütün sportif müsabakalardan men edelim diye birşey düşünmüyor..

en son azizsilin veya antu.com cephesinden efes pilsen içmeme kampanyası düzenlemeye çağırıyorum ama nasıl yapacaklar oda meçhul.. çünkü, efes türk bira pazarının %70 gibi bir rakamına hakim.. hani zamanında ülker serisinde kaybedince efsane başkanınızın taraftarı ülker almamaya çağırayım mı diye tehdit ettiği bir zamia olduğu için beklenebilir böyle bir davranış..

not: resim koymamayı tercih ediyorum..

not2: fenerasyona önerim ise seneye fb ülkerin bütün iç saha maçları, play-offlarda dahil olamk üzere seyircisiz oynansın.. ama tabii ki böyle bir ceza veremez ama benimki bir hayal..

16.6.09

Göztepemiz şan ve şerefle dolu 84 yılı geride bıraktı..



uzun geçen bir serüvenden sonra mücadele ettiği iki kategoriyi de 1. sırada tamamlayarak taraftarı için hiç bir zaman yetinemeyeceği bir lig olan tff 2. lige yükselen Göztepemiz 14 haziran pazar günü kuruluşundan itibaren şan ve şerefle dolu dolu olan 84 yılını geride bırakmış oldu.. sıcak havaya ve hafta sonu olmasına rağmen tatilini yarıda kesip gelenlerle beraber onbinler eşliğinde en az 6000 meşale ile ve kulüp tarafından organiza edilen hawaii fişek gösterisiyle yapılan kutlamalar oldukça eğlenceli geçti.. yukarıdaki resimdende görüleceği gibi rüzgardan dolayı geçen seneye göre süre kısada olsa görüntüler yine muhteşem oldu.. karnı burnunda hanımları ile gelenler mi ararsın yoksa kundaktaki bebekleriyle gelenler mi.. yoksa amcalar teyzeler dedeler nineler mi herkes ordaydı ve herkes eğleniyordu.. evi m.kemal sahil bulvarında olanlar ise balkonlardan ve çatılardan inanılmaz görüntüler kaydetti.. herkese teşekkürler.. bu topluluk takımının en yüksek seviyelerde mücadele etmesini hakediyor.. ve her ne kadar ilk geldiğinde süpheyle yaklaşsakta altınbaş ve ekibi ağır ve emin yoldan o günleri bize gösterecekler galiba.. ama unutulmamalı bu taraftar onlara destek vermeye başladı artık ve Göztepe store 3 bizans takımından sonra en çok ürün satılan ve ciro getiren 4. klüp mağazası oldu bile..

Issız Kuytu Köşelerden.. And Olsun ki.. Döneceğiz..

2.4.09

mehmet topuz ve milli takım.. ve fb ye transferi..

dikkat.. okurken ilk paragrafın nisan ayında yazıldığını unutmayın..

bunu bugüne kadar kimse düşündümü bilmiyorum, ama milli takım her kaybettiğinde fatih tekke ve halil altıntopla birlikte milli takımda neden olmadığı konusunda adı en çok geçen futbolcu olan mehmet topuz, bu ülkenin milli takımına bugüne kadar ne verdi de bütün herkes bu adamın adını zikrediyor şaşırıyorum.. yahu adamı googleda resmini arattığında ilk 20 sayfada sadece 2 tane milli formalı resmi çıkıyor.. bu adam için niye bu kadar yaygara koparılıyor anlamak imkansız.. ben her milli takıma çağrıldığında hafta sonu kayserisporda oynamasına rağmen milli takıma sakat gelen ve kadrodan çıkarılan ya da kenarda bekletilen adamın milli maç haftasından sonra kayserinin ilk maçında oynamasını kimsenin incelememesine ve araştırmamasına da inanamıyorum.. ben ortalama bir izleyici iken bunun farkına varıyorum ve milli takıma bu yüzden hiç bir şekilde çağrılmasını kabul etmezken, bu ülkenin köşe yazarları, gazetecileri ve muhabirlerinden birinin bile aklına gelmemesine daha da çok şaşıyorum..sonra mesela çok olumlu konuştuğunu düşündüğüm şansal büyüka bile bugün futbol gündeminde ben oyuna sabri, nuri, batuhan yerine fatih, halil, m.topuz girse daha çok heyecanlanırdım diyebiliyor.. ya medyanın içinde bütün maçların kasetlerine ulaşma şansı olan bir adam bile bunları söylüyor ya, bişey söylemek zor geliyor bana.. zamanında ersun yanal h.şükürü almayınca kadroya fatihle oynayıncada eleştiren siz değilmiydiniz beyler.. ne çabuk döndünüz.. ayrıca futbol birazda gönül işidir.. bu takımın başındaki adamı sevmeyen bir futbolcu, o formayı giyip nasıl kendini mücedeleye adayabilir.. bunu bile düşünmüyor kimse.. ama ben bunları yazınca dünkü değişikliklerden ve oyunda oynayan bazı yunculardan memnunmuyum hayır ama yine de alternatif diyerek sürekli gündeme getirilen isimlere bu oynayanlardan daha fazla karşıyım.. yeter artık ya.. eğer milli takımın bir zaferinde kişisel kapris yapan tekke, ikizinin kontenjanından halil yada kayseriyi milli takımın önünde tutan topuz olacaksa bende o zafere sevinmem arkadaşım.. souçta bu takım ülkemizin milli takımı ama başka değerleri milli takımın üstünde tutan insanlarda o formaya giymesinler lütfen..

bu yazının buraya kadar olan kısmını nisan ayının başında yazmıştım.. bugüne kadar güncelleyemedim ve yazamadım birşeyler.. neyse konumuz tabii ki mehmet TOPuz olacak..

yukarıda milli takımla ilgili topuzun karaktersizliğini yazdıktan sonra bu transfer döneminde bu ülkenin gündemini bu kadar karıştırmasına ise hiç şaşırmadım.. hatta bu planın aziz yıldırım ile beraber bizzat topuz tarafından uygulandığını düşünüyorum.. azizsilin yine kabus gibi geçen bir sezonun ardından başarısızlığını unutturacak hareketleri ve rakiplerinin şampiyonluk sevinçlerini piç etmeyi başardı.. bu konuda bu ülkede kimse azizsilinle başedemez bunu da kanıtladı bize.. ama türk futbolu bu adamdan kesinlikle kurtulmalı..

neyse konumuza yani topuza dönelim bir adam x bir takımın formasını giyip ben doğuştan x takımlıyım diyorsa ve bundan sonra kim ne teklif ederse etsin ben x takımında oynayacağım diyorsa ne pahasına olursa olsun o sözünün arkasında durmalıydı.. para için veya başka bir şey için sözünden dönenlerin sonları ortada iken.. baksana tanjuya türkiyenin metin oktaydan sonra gelen en büyük golcüsüyken şimdi ne fb liler, ne gs liler onu kabulleniyor.. ayrıca iki kelimeyi bir araya getiremediği için yorumculukta yapamıyor.. bu saatten sonra topuzun ne fb ye ne de milli takıma katkı sağlayacağını düşünmüyorum ve milli takıma çağrılmamasını istiyorum.. azizsilin turşunu kursun topuzun..

30.3.09



GAVUR İZMİR değil, AZİZ İZMİR dedik.. biz İZMİRİZ dedik.. sen ne dedin ONE MINUTE dedin.. bizde sana 21' de 0 dedik.. İZMİR de 0 çektin, artık anladıysan bir daha, ne İZMİRe gelirsin. ne de İZMİRin adını ağzına alırsın..



ha bu arada gerçekten delikanlıysan o hazırlattığın photosop projelerini AZİZ KOCAOĞLU ve ekibinle paylaşırsın ve ortak akılla İZMİR için gereken adımları atarsın.. ama hiç sanmıyorum..

26.3.09

Ulaştıramama Bakanı..

daha o koltukta oturmaya devam edecekmisin.. yoksa herhangi bir ulaşım aracında tayyip erdoğanındamı ölmesini bekliyorsun.. senin o koltuktan defolup gitmen için daha kaç kurban vermemiz gerekiyor........................................................................................................................................................................................

25.3.09

Bülent Korkmaz...

bir insan kendini emek verdiği yere bu kadar adamışken, onun dışında gelişen olayların büyük bir kısmı herkes tarafından bilinirken, kötü olayların hepsinin sorumluluğu haksız biçimde kendi üstüne kaldığında bile, kendini adadığı camianın neredeyse her ferdi tarafından eleştirilirken bile olumsuz gelişen olayların daha da kötü olmaması için hiç konuşmuyorsa.. herkesin bunu nedenini merak edip düşünmesi gerekirken, neden herkes ama herkes(mehmet demirkolu tenzih ederim.) bu konuda sadece bülent korkmazı eleştiriyor anlamak mümkün değil.. tamam düşene bir tekme de sen vur gibi bir atasözümüz var ama biz neden hep bu atasözlerimizin kötüye yoranlarını uygulamayı seviyoruz.. cidden herkes bunu düşünsün..

bülent korkmaz imza attıktan sonra; herkes umarız bülent imzaladığı sözleşmeyi tamamlar ama bu çok zor derken, bu şekilde eleştirmenin zemininimi yapıyordu acaba düşünmek zorunda hissettim kendimi.. nedir bu adam harcama merakı anlamadım gitti.. hayır adam sanki sahaya herşeyini koyan ve takımı ayakta tutan ender insanlardan ardayla, yada leblebi goller atıp sürekli arkadaşlarına pozisyonlar hazırlayan barosla, yada geldiğinden beri kalitesini farkettiren ama mütevazılığıyla ve oyunuyla herkesin takdirini kazanan kewell ile takıştı.. hayır bülent sadece kendini takımın üstünde gören, taraftar kendisine tezahurat yapmadığında bile küsen, oynadığı her maç hakemleri kendini sürekli yere atmasıyla zor durumda bırakan, toplamda sadece 3-4 maçta mücadele etmeye çalışan, kötü sahalarda, soğuk havalarda oynamayan, oynasa bile sadece sahada gezinen ama buna rağmen saha şartları olumlu olduğunda ve keyfi yerindeyken izlemesi zevk olan ama bu sevki senede en fazla 8-10 maç gösterme ihtimali bulunan ve takım arkadaşları tarafından sevilmeyen ve takımda ikilik yaratan, ayrıca skibbe bile dahil bütün hocalarıyla mutlaka anlaşmazlıklar yaşayan şımarık, düşüncesiz bir adam olan lincolnle, sadece kendisi olarak değil hem takımın geri kalanı hemde yönetim adına, hamburg maçında oyundan erken alınca kendisine küfür eden bir oyuncuyla anlaşmazlığa düştüğü için eleştrilebiliyor.. wallahi helal olsun.. ya bu adam türkiyenin en prestijli klubünün başındaki teknik dürektöre küfür etti.. daha ne olsun..

herkes eleştrilerinde tamam ceza ver ama bu cezayı kulübede yanına oturtarak değil tribüne göndererek ver diyor.. tamam belki haklısınız ama acaba başka durumlar olamaz mı.. sonuçta bu adam mutlaka satılacak artık.. mesela bu adamın sözleşmesinde sakat ve cezalı olduğu zamanlar dışında, kadroya şu kadar giremediğinde serbest kalabilir gibi bir madde koydurtmuş( canaydının onu alabilmek için verdiği tavizleri düşünmeniz yeterli) olamaz mı.. ya da sezon sonunda satarken alıcı takıma aslında biz ondan faydalanmak istiyorduk ama hocamız onu oynatmadı o yüzden mecburen satıyoruz gibi bir taktik uygulamak için bir senaryo uygulanabileceğini neden kimse düşünmüyor..

yani bu adam seni sırtından vurmuş bugüne kadar.. sonra bir şey olacak ve sen ona hadi güle güle diyeceksin ve bir kuruş bile kazanamayacaksın.. oh ne güzel.. bunu yapsalardı yönetimi ve bülenti bundan daha fazla eleştirecektiniz.. sanki bunu bilmeyen mi var.. ahh ahh..

hıncal uluç bile bülentin ihanet ettiğini söylüyor takımına ve onu galatasaraylı zannederdim; meğerse galatasaraylı bile değilmiş diyebiliyor.. ya bu adam gerizekalı değil heralde bütün bu olayların sonuçlarını kestirebiliyordur.. burda kimse empati yapmıyor.. bu kelimeyi kullanmayı çok sevenler bile empati kurmuyorlar.. şimdi bülent bu yaptıklarının sonucunda bütün faturanın kendine kalacağını bile bile bu kararları uyguluyorsa, o kariyerini galatasarayın gerisinde tutmuş demektir, en kötü durumda bile galatasarayı kendinden ve kariyerinden önde tutmuş demektir.. bu bile alkışlanacak bir durumken.. bütün herkes suçu lincolnden bülente yıkmaya çalışıyor.. benim anlamadığım nokta bu.. sonuçta galatasaray bu sene şampiyon olamadı diyelim, hatta şampiyonlar liginede kalamadı diyelim.. ama lincoln gibi bir karın ağrısından kurtulacak, ileride bu takımdaki oyuncuların yapacakları bazı şımarıklıkların önüne geçmiş olacak.. hatta galatasaray bundan sonra oyuncu alırken bir kere değil kırk kere düşünecek duruma gelecek.. bu kazanç bile bu sene çekilen bütün sıkıntılara değecektir..

bunları sadece adını oyuncu olarak türkiyenin fubol tarihine altın harflerle yazdırmış olan ve onun yazdırdıklarının asla ve asla silinemeyeciğini düşündüğüm bir futbol efsanesinin bile bu kadar rahat bir şekilde 1.5 - 2 ayda bu hale getirilmesinin dramatikliğine bir tepki olarak yazıyorum.. ayrıca bu blogda daha önce lincolne de övgü dolu bir yazı yazdığımıda hatırlatırım.. ama bu adam bardağı taşırmadığı musluktan akan bütün suları heba etti artık.. bu saatten sonra onun kimseye faydası olmaz..

22.3.09

ARKAS, CEV CHALENGE CUP ŞAMPİYONU..

teşekkürler ve tebrikler ARKAS..



Arkas mükemmel bir mücadele ile hem izmire hem de türkiyeye erkekler voleybolda ilk avrupa kupasını kazandırdı.. orda bulunduğum için çok gurur duydum arkaslı oyuncuların mücadeleleriyle.. fazla bişey söylemeye gerek yok ama kaptan gökhan, hüseyin koç ve ahmet toçoğlu yabancı oyuncuların kendilerine destek vermesiyle muhteşem performanslar sergilediler.. yalnız hoca gruzskayı arka alana geçtiği pozisyonların hepsinde bülentle değiştirseydi, galibiyet daha kolay gelebilirdi.. ama suela, duerden ve gruzska yine de en kritik anlarda önemli katkılar sağlayıp özellikle salondakilere çok güzel anlar yaşattılar..



kaptan gökhan öner, oyunun bütününde ağırlığını hissettirdi, özellikle 4. setti sanırım arka arkaya 2 blok yaptı ki.. o seti o bloklar getirdi denebilir..

hüseyin koç, takımı çok güzel yönetti ama suela ve duerdeni bir kaç kez yüksek bloğun bulunduğu noktalara yönlendirmesiydi bugün onun için mükemmel geçmesini engelleyen

ahmet toçoğlu, tam bir cengaver gibiydi görevini eksiksiz yaptı, takımın ciğeri gibiydi herkesi ateşledi..

nuri şahin, bence en iyi libero oydu ama 2. olan takımdan bir kişiye ödül vermek istediler galiba o yüzden hakkı yendi diye düşünüyorum.. özellikle ilk gün mükemmeldi..

bülent kandemir, nuriden önceki libero olarak oyunun sıkıştığı anlarda gruzskanın yerine girerek arka alanda önemli işler yaptı.. şampiyonluğa önemli bir destek verdi..

piotr gruzska, özellikle kaybettiğimiz iki setteki inanılmaz kötü oyunuyla bana, hemşerilerine torpil geçiyor izlenimi uyandırsada sadece son sette etkili olarak affettirdi kendini.. yalnız o boyla daha iyi blok yapmasını beklerdim, ayrıca smaçlarında bloğa çok fazla takıldı genel olarak..

pedro suela, ilk gün vasat oynamıştı ama dünkü oyunuyla gerçekten salondaki mest etti, özellikle aldığı sayılardan sonraki hırsıyla seyircileride havaya soktu..

MVP, paul duerden, eğer son sete ağırlığını koymasaydı da mvp ödülünü alabilirdi, ama son sete resmen ağırlığını koydu ve muhteşem bir oyun ortaya koyarak maçı ve kupayı arkasa ve izmire kazandırdı..



arkasın tesisleri ve altyapıya verdiği önem avrupadan sürekli takip ediliyor.. ve bu maçtan sonraki yöneticilerin açıklamaları da herşeyi açıklıyor sanırım.. hepsi bir ağızdan '' her şey hayal etmekle başlar '' diyerek bu klubü kurdukları günden beri sürekli ilerleyen hedefler kurduklarını belirterek bundan sonraki hedefin şampiyonlar ligi olduğunu belirttiler..

bir kaç sene içersinde avrupa şampiyonlar ligi şampiyonluğunuda halkapınar salonunda kazanmak isteriz..

ayrıca efes kızlarını anmadan geçmeyeyim.. gerçekten çok güzellerdi hepsi ama özellikle çift el parendeler atan vardı ki, en mükemmeli oydu.. organizasyona çok güzel renk kattılar..



organizasyondaki tek eksik veya yanlış diyelim, salonda çığırtkan olarak bulunan zat, hakan doğanay ve o müzikleri kim çalıyorsa o kişinin dışında mükemmele yakındı... hakan doğanay rakibin her servis atışında önceki tavırları ve bağırmasıyla salondaki herkesin beynini .ikti resmen.. zaten hiç sevmezdim ama bu hafta sonu nefret ettirdi kendinden.. bu gürültülerden dolayı organizasyon komitesi mutlaka bir ceza verecektir bence.. ayrıca son sette abartarak rakip oyuncu servis atana kadar cezanın fark var şarkısını sürekli başlatıp kapattı.. o da çok gereksizdi..

benim şahsi düşüncem salonda mutlaka seyirciyi yönlendiren bir kişinin olması gerektiğiydi ama bu kişi hakan doğanay yerine başka biri olsa seyircilere bu uyarıları daha nazik yapsa daha etkili olabilirdi.. seyircilere resmen emirler vermek kimin aklına geldiyse allah ona akıl fikir versin.. böyle olunca seyirciler fazla katılmadılar, ben de hiç katılmadım mesela o sırada hakan doğanaya küfür etmekle meşguldüm..



ama bu konuda böyle bir uygulamaya girişmiş olmalarının sebebide göztepe veya karşıyaka gibi taraftar kitlesine sahip olmamaları olabilir.. aslında göztepeyle voleybol şubesinin yönetimi konusunda bir anlaşma yapsalar bu şekilde bir sıkıntı olmazdı sanırım.. ksk amatör branşlarında yaptığı sponsorluk paralarını futbolda kullandığı için onu örnek vermiyorum..

21.3.09

CEV CHALLENGE CUP FİNAL FOUR . İZMİR MART 2009



avrupa cev challenge cup final fourunda izmirliler organizasyona bengü konseriyle keyifli bir başlangıç yaptı..



arkas ise bugün yunanistanın parkas takımını 3-0 ile geçerek, yarın finalde kupayı almak için resmen bir antreman yaptı.. oyuna hüseyin, ahmet, gruzska, duerden, gökhan, suela ve nuri (L) ile başlayan arkas bu oyuncuların dışında sadece bülenti kullandı.. oyuna gelirsek sadece ilk sette 2. teknik molaya kadar tutuk olan arkas 2. ve 3. setleri oldukça rahat oyunla geçti.. ilk sette 2. moladan çıktıktan sonra oyuna giren bülent uzun boylu gruzska nın yapamadığı arka alan savunması ile oyunda üstünlüğün arkasa geçmesine yardımcı oldu.. 2.ve 3. setleri uzun uzun yazmaya gerek yok aslında, bu setlerde bütün teknik molalara önde giren arkas genelde 2. teknik moladan sonra oyunu koparmış olarak oyuna başladı.. yarınki maç için ciddi olarak antreman yaptı..



diğer maçta ise polanya temsilcisi weigel ile romen tomis takımları ilk 2 sette kıran kırana bir mücadele sergilediler ama bu iki setide polanyalılar 25 - 23 ve 35 - 33 aldı.. ilk sette oyunda fark hiç 3 sayıya bile çıkmadı.. 2. sette ise enfazla 4 oldu fark.. bu iki setin ilginç noktaları 20 li sayılara gelince önde olan weigel üstünlüğü tomise kaptırıp, daha sonra seti aldı.. özellikle 2. set bitmeyecek gibiydi 3.ve 4. seti seyredemedim ama 3. set rahat bir şekilde romenlerin, 4 sette yine rahat bir şekilde polanyalıların olmuş.. yarınki rakibimiz weigel e gelince orta oyuncularından biri (no:9) sakatlanarak son iki sette ve 2. setin sonlarında oynayamadı.. bunun avantaj olup olmadığı ise muamma çünkü yerine giren brezilyalı rafa oldukça etkili oynamış..



bugün yunanlıların seyircisi gelmediği için eksikliği hissedilmedi ama yarın bir avuç polonyalı bizim sesimizi bastırabilir, o da gerçekten enteresan olabilir.. arkasta ise suela ve duerden bugün vasat oyun sergilediler, yarın iyi bir performans gösterirlerse kupanın izmir de kalması zor olmaz.. ayrıca kaptan gökhan ve pasör hüseyinin hakkını yemeyliim bugün ikiside kusursuz oynadı, yarında aynı performansı göstereceklerini düşünüyorum..



Not: baskette tuborg ( troy ) un başına gelen seyircisiz oynama dezavantajı ne yazıkki arkas içinde gerçekten kötü.. halbuki kendileri takım kuracaklarına göztepeye sponsor olsalar hem her maçta seyircileri olur, hemde böyle zamanlarda gelen bir avuç yabancı seyirci salonu inletmez..

7.2.09



evet takımımız dün deplasmanda bafra belediyesi ile berabere kaldı.. yeni transfer olan son 3 oyuncumuzda forma giymiş mücadelede.. yükselme grubunda daha maç izleyemediğim için yorum yapmak istemiyorum.. önümüzdeki hafta ilk kez gideceğim maçtan sonra bir değerlendirme yaparım.. ayrıca m. akif ilk maçında gol atarak iyi başlamış.. umarım bafra maçında oynamayan receple iyi anlaşırlar ve gollerine devam ederler..

not : şimdilik taraftarlar arasında güven duyulmasına rağmen başaranın yerine şu anda boşa çıkan ümit kayıhan tekrar gündeme getirilebilirmi acaba?
not 2 : foto yenigünden.. belli oluyor zaten ama ben yinede belirteyim..

6.2.09

tsl değerlendirmesi..

bu sene daha çekişmeli gittiği düşünülsede ligimizdeki futbol kalitesi malesef düşündürücü şekilde geriliyor bana kalırsa.. ligin zirvesinde 6 takım birbirine yakın puanlarda seyretmelerine rağmen yönetimlerin yaptığı hatalar her hafta artan bir hızla devam ediyor.. tamam ekonomik kriz var bahanesi altına sığınıyor bir çoğu ama ya yaptıkları transferlere gerçek değerlerinden fazla verdikleri paralar ne oluyor.. hani ekonomik kriz vardı bu ülkede.. yoksa başbakanın yakınları gibi size demi kriz teğet geçti anlamak zor gerçekten.. bütün ülke krizden kırılıyorken evde oturan bir sürü insan işsizlikten blog açma olayına girmişken bu değirmenin suyu nerden geliyor arkadaşım..
bunun çözümü olarak sürekli olarak temcit pilavı gibi önümüze konulan nbadeki salary sistemi de bizim ülkemiz için uygulanma şansı oldukça az olan bir uygulama bana kalırsa.. neden mi düzenli olarak sponsor, stadyum gişe geliri ve merhcandising geliri olan kulüp sayımız sadece 4.. diğer takımlarımızın maalesef stadları sadece 4 takımla oynadıkları zaman hatta son zamanlarda sadece fb ve gs maçlarında full oluyor.. birçok takımın resmi merchandising ürünü bile yok..
bu 4 takımın dışında ligde kendi forma reklamını düzgün satabilen bir takımda yok malesef.. onlarda zaten bir firma tarafından kapatılmış durumda o da enteresan bir durum ya neyse.. diğer takımların hepsi son 2-3 yıldır sürekli turkcell reklamıyla sahaya çıkıp sanki özel bir turnuvadaymış ve herkes turnuvanın sponsoru olan şirketin reklamıyla sahaya çıkacakmış gibi bir zorunluluk varmış gibi sahaya çıkıyorlar.. hatta bu son iki senedir 1. lig takımlarının da neredeyse hepsinin bank asya reklamıyla sahaya çıkmalarıyla daha da acınacak bir durum ortaya çıkarıyor.. evet malesef türkiyede böyle anlamsız durumlar oluyor.. ve daha önce belirttiğim gibi seyircisi olmayan takımların sayısı sağolsun belediye takımları sayesinde sürekli artmakta ve bu böyle olduğu sürece biz hep avrupa takımlarına bakıp iç çekmekle avunmak zorunda kalacağız.. ayrıca futbol bu ülkede prekazi tanjulu gs, rıdvan oğuz aykutlu fb, metin ali feyyazlı bjk zamanlarından beri iyice zevksizleşmeye başladı.. evet o zamanlar daha profesyonelleşme başlamamış sayılabilir, ama en azından oynanan futboldan zevk alabiliyorduk.. bunları yazan bir göztepeli taraftar ve bu taraftar kendi takımını sadece süper lige ilk çıktığı sene göze hoş gelen futbol oynarken izleyebildi.. buda acınacak bir başka durumu ülkemiz futbolunun.. ülkenin 3. büyük şehri ve önemli bir sanayi kenti olmasına rağmen izmirin süper ligde malesef takımları barınamıyor.. gerçi bizim arka arkaya küme düşerek amatör kümeye kadar düşmemizin nedenleri biraz enteresan olsada ( yani yönetim yanlışlarının dışında malesef bu ülkede federasyonun arka arkaya 4 sene boyunca bir takıma transfer yasağı koymasının açıklaması yapılmadı( burda yeni bir parantez açmak zorunda hissettim kendimi 2001 krizinde fb, gs, bjk nin o günün parasıyla ayrı ayrı 100'er trilyonluk vergi borçları silinirken bizim takımın yaklaşık 4 trilyonluk borcu yüzünden sürekli transfer yasağı almasından bahsediyorum) ve malesef takımımızı yönetenler tarafından sorgulanamadı ve o para bir türlü ödenemeyip gerçekten bir alternatif güçlü takım oluşması engellendi) sonuçta uzun süredir bir izmir takımı süper ligde temsil edemiyor kentini.. göztepe dışında sürekli olarak yaşar holding desteğiyle beslenmesine rağmen alınan paraları bir türlü olumlu kullanamayan ve ayağını yorganına göre uzatamayan ksk ile seyircisi olmadığı için yıllarca oynadığı süper ligde sürekli orta sıralar için veya düşmemeye oynayan altay da uzun süredir başarısız sezonlar geçiriyorlar.. burda hep gündeme getirilen izmir takımlarının birleşmesinin olamayacağınıda şu örnekle anlatmak istiyorum..
istanbulda konuşlanan türkiyenin en eski ve en çok taraftarı olan takımlarının avrupada başarılı olması için kendi armalarından, tarihlerinden ve renklerden vazgeçerek bir takım altında güçlü bir şekilde birleştiğini ve avrupa şampiyonluğuna oynadığını düşünün.. bu fikir sizin aklınıza ne kadar yatarsa izmirdeki takımların da kendine özel armaları, tarihleri ve renkleri olduğunu ve onlardan vazgeçmelerinin imkansız olduğunu anlarsınız belki..
ayrıca o takımlara sağlanan devlet ve federasyon yardımlarının yarısına izmir takımları sahip olsa o zaman neler yapacaklarını görebiliriz.. ayrıca malesef izmirli işadamlarımız da şirketlerinin işlerini artırmak için istanbul takımlarının yönetimlerine girerek kendi isimlerini türkiyeye duyurma yarışına girerek ve bu arada paralarını o takımlara akıtarak izmir takımlarına destek vermeyerek ihanet içine giriyorlar.. bu konuda yazacak o kadar şey varki yazarken sinirlerim bozuluyor o yüzden devam etmek istemiyorum.. sadece bir ekleme yapmak istiyorum şu anki federasyon başkanı aynı zamanda altay kulübünün de eski başkanı.. ona sormak isterim bugüne kadar altay dışında herhangi bir izmir takımı için herhangi bir olumlu gelişme olması konusunda birşeyler yapmış mı.. yoksa büyükşehir belediye başkanlığını ele geçirmek isteyen akp yönetimine alsancak stadını vermek için mi daha çok uğraşmış..
konumuz olan tsl değerlendirmesine devam edecek olursak ligimizin bence yöneticilerden sonraki en zayıf halkası hakemler istedikleri kadar reform rönesans vb. olan değişimlerden geçsede malesef hiçbir zaman avrupa düzeyini yakalayamayacaklar, neden mi kesinlikle yetenekleriyle alakalı değil bu durum.. onların önündeki en büyük engel akbabalar ve o akbabalar futbolun üzerinde uçmaya devam ettiği sürece, o kendini neredeyse dünyanın en iyi hakemi zanneden erman toroğlu ve şu an şovmenlik yapan ahmet çakar da geçse hakemlerin başına hiç birşey değişmez, kimse kendini boşu boşuna kandırmasın.. bakın son iki senenin en iyi hakemi olarak değerlendirilen fırat aydınusun ne hale geldiğine.. o trabzon maçındaki kararlarını gördüğüm zaman inanamadım gerçekten..

not: bugünkü trabzon maçında gözüme çarpan biri olumsuz, diğeri olumlu iki şeyi de paylaşayım.. ilk pozisyon umut bulut ceza sahasında rakibiyle ikili mücadele yaparken topu kaptırıp ardından yere düştü ve hemen ardından ellerini kaldırarak itirazlara başladı haksız bir şekilde, o top orta sahaya geldiğinde ise ankaragüçlü oyuncuya yapılan faulden sonra trabzon seyircisi biraz önce umut bulutun itirazlarında dolayı penaltılarının verilmediğini düşünerek hakeme inanılmaz bir tepki koydu.. bu genellikle büyük diye tanımlanan takımların ve taraftarlarının başlattığı diğer takım taraftarlarınada sıçrayan anlamsız bir tepki.. ya kardeşim sahada futbol oynanıyor her karar sizin lehinize verilemez bunu anlayın bari.. yok illaki her düdük kendileri lehine olacak.. tamam hakem bariz bir hata yaparsa tabii ki tepki koyacaksında en olmadık pozisyonda tepki gösterince komik oluyor.. yanlış anlaşılmasın malesef bizim taraftarlarımızda bu tepkileri yapıyor, onlarıda bu işin içine katıyorum..
gelelim olumlu görüntüye maç bitti trabzonlu oyuncular galibiyetlerini geleneksel kolbastı oyunuyla kutlarken stadı dolduran seyirciler stadı terketmeden oyuncularına alkışlarla desetek verdiler.. kolbastı oyunu bittikten sonra da oyuncular ve seyirciler ingilterede görmeye alıştığımız karşılıklı alkışlarla sahayı terkettiler.. şimdi burda asıl belirtmek istediğim izmirde maçlarda görev yapan polisler bu görüntüleri izleyerek; takımı maçtan sonra galip geldiyse bu galibiyeti oyuncuları ile paylaşmak isteyen seyircilerin yaklaşık olarak 15 dk boyunca stadda kalmalarının bir zararı olmadığını öğrensinler.. bu konuda en büyük sıkıntıyı yaşayan izmir seyircilerini maç biter bitmez stadtan çıkarmak için enerjilerini harcamasınlar artık..
son olarak yine bir ingiltere örneğiyle bitirmek istiyorum.. birgün sahada kaybeden takımını da alkışlayan bir seyirci topluluğu görmeyi diliyorum..

5.2.09

Kobe Bryant! MSG & 61




son üç sezonda kobenin yaptığı 2 süper performansıda canlı izleöiş olmak güzel bir durum diye düşünüyorum kendi adıma.. evet toronto maçının olduğu gün uykum vardı.. ama ben kendimi zorlayarak maçı izlemek istemiştim ve bulduğum bütün boşluklarda kahve takviyesi yaparak o muhteşem performansa canlı tanık olmuştum.. kilometlerce ve saatlerce uzaklardan..

madison square gardenda bir oyuncu tarafından atılan en çok sayı rekorunu kırdığı maçı yine aynı koşullar altında hatta bu sefer daha zor bir atmosferde, bynum sakatlanmışken ve takımın morali tam yerine gelmemişken diye düşündüğüm bir günde maçı izlemek beni oldukça zorladı.. aslında maçı tsi 02:00 da başlıyacağını düşünerek izlemeye karar vermiştim, daha sonra 02:30 olduğunu öğrendiğimde en azından ilk çeyrek veya yarıyı izleyip devamını ertesi gün tekrarlarda yakalarım diye planlamıştım ki.. arkadaş çoşmaya başladı gerçekten.. ilk çeyrek biterken ben kahvemi tazelemeye koşmuştum aklım kobede kalarak.. bu adam oynamak istediğinde gerçekten durdurulması imkansıza yakın bir duruma geliyor.. jordan sonrası hiç bir oyuncudan alamadığım zevkleri bu adam sayesinde tadıyorum.. gerçi adam diyorum ama maçı anlatan orkun çolakoğlu sağolsun bir cümle söylediki buna katılmayacak olanlar bu adamdan gerçekten nefret ediyorlar diyebiliriz.. ne dedi peki orkun : < eğer uzayda hayat varsa bu adam bunu kanıtlamak için gelmiş > bu lafın üstüne aslında pek söylenecek bişey yok ama o performansı izledikten sonra konuşmamak da en büyük saygısızlık olur.. maçın devre arasında newyorkun asistan koçununda yaptığı açıklama orkunu doğrular neticedeydi: < normal performansına dönerse bu şutları kaçırmaya başlar. çünkü şu ana kadar soktuğu şutlar insanüstüydü > ama kobe o gün uzaydan geldiğini kanıtlar nitelikteydi.. gerçekten zor şutları soktu ve boş şutları kaçırdı.. hani utanmasa boş kaldığında şut bile atmıyacak gibi oynadı.. ligin en iyi oyuncusu olduğunu kanıtladı.. alttaki resimdede görüldüğü üzere son dakikada phil jackson tarafından seyircilere alkışlatılmak üzere kenara alındığında nbade bile olsa şaşkınlıkla izlediğimiz bir olay gerçekleşti ve maç içerisinde mvp tezahuratları ile onurlandırılan kobe maç bitiminde herkesin alkışlarıyla msgdan ayrıldı..

Güz Sancısı..




öncelikle film ilk bölümünde biraz daha durgun gitmesine rağmen bence senaryosu oldukça kısa tutulmuş ve ikinci yarısında konunun gidişatı zaten olayları da azçok bildiğimiz için tahmin edilen şekilde gelişmesine rağmen daha rahat aktı.. ayrıca oyunculuklar gerçekten iyiydi.. ıssız adamdan sonra bu filmde beren saatin oynadığı elena karakterinin biraz daha cesur sahneleri olacağını düşünmüştüm ama sahneler cesur olmasa da beren saatin oyunculuğu çok iyiydi..
ayrıca bir yerde denk geldiğim bir eleştride murat yıldırımın canlardığı behçet karakterinin elenayı bu olaylardan koruyamaması eleştiriliyordu.. ama özellikle olayların çıktığı zamanlarda böyle bir şansı yoktu behçetin.. fazlasına girmeyelim spoiler olmasın.. ama hüseyin avni danyal (kenan bey) ve ilker aysum (ismet) ne kadar oynadıkları karakterlerden nefret etsemde, bu nefret etme duygusunu bize aşıladıkları için büyük bir alkışı hakediyorlar.. özellikle ilker aysum yardımcı erkek oyuncu dalında ödül almayı hakedecek bir performans ortaya koymuş.. genellikle komedi ağırlıklı oyunlarını izlediğimiz bir aktör olarak karakter rolü oynayabileceğini kanıtlamış resmen..
filmdeki en kötü etkileyen sahne ise suat karakterini canlandıran okan yalabıkın kenen bey ve ismetin adamları tarafından en yakın arkadaşı olan behçetin kendisini gammazladığını zannederek başına gelenlerdi.. daha sonra ise gerçekten gerçeğe çok yakın görüntüler eşliğinde istanbulda yaşanan insanlık suçu aktarılıyor.. o zaman hükümette bulunan insanların bu ayaklanmayı desteklediği de ince mesajlarla aktarılıyor.. şöyleki filmi yanımda seyreden iki arkadaşımla konuyu tartıştığımızda o konuşmaların başka birileriyle yapıldığını ve o konuşulan kişinin başvekil olduğunu anlamadıklarını görerek üzüldüm..
arka sıramda oturan bir kaç zibidi ve aklı bir kaç karış havadaki kızlar ise filmin sonundaki yağma görüntülerini << adamlar resmen soygun yapmak için bahane aramışlar >> diye yorumlamaları benim gençlik hakkındaki görüşlerimi çok fazla zedeledi.. zaten mustafa belgeseli diye ortaya çıkan zibidiliğin atatürk düşmanları tarafından çok fazla şişirilmesi ve gençlerin azımsanmayacak bir bölümünün bu yorumların etkisinde kalması daha aklımdan çıkmamışken ne bekliyordum acaba??
düşünün filmin künyesinde bile kıbrısta olan olaylardan sonra birde selanikte atatürkün evinin bombalandığı gibi bir asparagas haberle uzun süredir işlenen insanların bir kıvılcıma ihtiyaçları varken fişeklenmesi ve bunun sonucunda gelişen bir yağma olayı açıkça anlatılırken, bizim gençlerimiz filmi izlemelerine rağmen ne kadar salakça yorumluyorlar filmi.. ah ah ah..
atam ülkeyi emanet ettiğin gençlerin zamanla herşeye ihtiyaçlı hale getirildiler ve burs, okul harcı, yurt gibi ihtiyaçları bu ülkedeki cumhuriyeti yıkmaya çalışan odaklar tarafından karşılanırken bu ülkeyi yönetenler bu durumun hiç bir zaman önüne geçemediler ve o gençlerin sürekli beyinleri yıkandı ve artık normal düşünme güçlerini kaybediyorlar.. senin ülkeyi bıraktığın gençlerin arasında senin ideallerin doğrultusunda yetiştirilenlerin sayısı o kadar azaldıki bakalım sonumuz ne olacak..

tenis ziyafeti ve matador winner...




öncelikle verdasco - nadal maçı kadar olmasada inanılmaz bir tenis ziyafetine şahitlik ettiğimi belirtmek gerekir.. maçta ilk servisi federer kırınca ve nadal neredeyse ilk oyundan beri sürekli vuruşlardan sonra inleme sesi ile oynayınca, nadal yorgunluktan dolayı maçı verecek izlenimini bir anda oluşturdu bende.. ama nadal kırdırdığı servisin hemen ardından servis kırarak önce oyunda dengeyi sağladı daha sonrada 11. oyunda servis kırarak 6-5 öne geçip ilk seti aldı.. ikinci sette tek servis kırmayı başarabilen federer oyunları zorlanarak kazansada setlerde durumu eşitledi.. üçüncü sette ise federer bir kez daha servis kıraıp 4-2 önde olduğu sırada nadal bu sefer bitti diye düşünmüştüm, ama nadal bir kez daha beni yanıltarak önce 4-4 beraberliği sağladı daha sonra seti tie-break te kazandı.. 4. sette bu sefer nadal artık daha fazla zorlayıp maçı uzatmak istemez diye düşünürken federer gerçekten dominant bir set oynadı öyleki nadal seti kaybedeceğini düşündü heraldeki gücünü ekonomik kullandı sanki.. yetişebileceğini düşündüğüm bir kaç topa hamle bile yapmadı.. bu setteki görüntüyle 5. seti federerin süpüreceğini sanıyordum ama nadal set arasında ne yiyip içtiyse kortta sanki yeni çıkmış bir raket gibi geldi ve federerin 2, 3 topunu inanılmaz çıkarıp sayı alırken federeri neredeyse psikolojik olarak ezmeye başladı.. öyleki federein yaptığını görmesek inanamayacağımız vuruşlarla hem seti hem maçı hemde turnuvayı nadala bıraktı..





canlı olarak izleyemediğim kupa töreninde ise tenis sporunu ne kadar çok sevdiğimi kanıtlayan görüntüler oluşmuş.. ayrıca oyuncuların birbirlerine bu kadar fazla saygı gösterdiği başka bir spor olmadığına inanıyorum.. ve son iki sette birer oyuncunun kortta ezilmesine rağmen ortaya koydukları mücadele ve yaptıkları muhteşem hareketler için kendi adıma teşekkür ederim.. umarım daha bize böyle güzel finaller yaşatırlar.. eğer bu iki oyuncudan biri finale çıkamazsa onların boşluğunuda sürekli tsonganın doldurmasını isterim.. ayrıca federerin duygu patlamasıda inanılmaz görüntüler oluşturmuş..