5.2.09

Güz Sancısı..




öncelikle film ilk bölümünde biraz daha durgun gitmesine rağmen bence senaryosu oldukça kısa tutulmuş ve ikinci yarısında konunun gidişatı zaten olayları da azçok bildiğimiz için tahmin edilen şekilde gelişmesine rağmen daha rahat aktı.. ayrıca oyunculuklar gerçekten iyiydi.. ıssız adamdan sonra bu filmde beren saatin oynadığı elena karakterinin biraz daha cesur sahneleri olacağını düşünmüştüm ama sahneler cesur olmasa da beren saatin oyunculuğu çok iyiydi..
ayrıca bir yerde denk geldiğim bir eleştride murat yıldırımın canlardığı behçet karakterinin elenayı bu olaylardan koruyamaması eleştiriliyordu.. ama özellikle olayların çıktığı zamanlarda böyle bir şansı yoktu behçetin.. fazlasına girmeyelim spoiler olmasın.. ama hüseyin avni danyal (kenan bey) ve ilker aysum (ismet) ne kadar oynadıkları karakterlerden nefret etsemde, bu nefret etme duygusunu bize aşıladıkları için büyük bir alkışı hakediyorlar.. özellikle ilker aysum yardımcı erkek oyuncu dalında ödül almayı hakedecek bir performans ortaya koymuş.. genellikle komedi ağırlıklı oyunlarını izlediğimiz bir aktör olarak karakter rolü oynayabileceğini kanıtlamış resmen..
filmdeki en kötü etkileyen sahne ise suat karakterini canlandıran okan yalabıkın kenen bey ve ismetin adamları tarafından en yakın arkadaşı olan behçetin kendisini gammazladığını zannederek başına gelenlerdi.. daha sonra ise gerçekten gerçeğe çok yakın görüntüler eşliğinde istanbulda yaşanan insanlık suçu aktarılıyor.. o zaman hükümette bulunan insanların bu ayaklanmayı desteklediği de ince mesajlarla aktarılıyor.. şöyleki filmi yanımda seyreden iki arkadaşımla konuyu tartıştığımızda o konuşmaların başka birileriyle yapıldığını ve o konuşulan kişinin başvekil olduğunu anlamadıklarını görerek üzüldüm..
arka sıramda oturan bir kaç zibidi ve aklı bir kaç karış havadaki kızlar ise filmin sonundaki yağma görüntülerini << adamlar resmen soygun yapmak için bahane aramışlar >> diye yorumlamaları benim gençlik hakkındaki görüşlerimi çok fazla zedeledi.. zaten mustafa belgeseli diye ortaya çıkan zibidiliğin atatürk düşmanları tarafından çok fazla şişirilmesi ve gençlerin azımsanmayacak bir bölümünün bu yorumların etkisinde kalması daha aklımdan çıkmamışken ne bekliyordum acaba??
düşünün filmin künyesinde bile kıbrısta olan olaylardan sonra birde selanikte atatürkün evinin bombalandığı gibi bir asparagas haberle uzun süredir işlenen insanların bir kıvılcıma ihtiyaçları varken fişeklenmesi ve bunun sonucunda gelişen bir yağma olayı açıkça anlatılırken, bizim gençlerimiz filmi izlemelerine rağmen ne kadar salakça yorumluyorlar filmi.. ah ah ah..
atam ülkeyi emanet ettiğin gençlerin zamanla herşeye ihtiyaçlı hale getirildiler ve burs, okul harcı, yurt gibi ihtiyaçları bu ülkedeki cumhuriyeti yıkmaya çalışan odaklar tarafından karşılanırken bu ülkeyi yönetenler bu durumun hiç bir zaman önüne geçemediler ve o gençlerin sürekli beyinleri yıkandı ve artık normal düşünme güçlerini kaybediyorlar.. senin ülkeyi bıraktığın gençlerin arasında senin ideallerin doğrultusunda yetiştirilenlerin sayısı o kadar azaldıki bakalım sonumuz ne olacak..