20.1.09

Martin Luther King Günü Sonrası..



öncelikle nba organizasyonuna ve bize bu kadar fazla maçı aktaran doğuş grubuna teşekkürler diyerek maçlar hakkında bişeyler karalıyalım..

saat 9 da başlayan iki maç toronto - atlanta ve denver - houston maçlarını dönüşümlü izledim.. ancak neredeyse molaları bile aynı anda aldılar bu maçlarda.. denver - houston maçında kosovanın da söylediği gibi en yüksek fark 5 sayı oldu.. yao hakemlerin anlamsız kararlarına bence çok uysal davrandı.. yani bu kararlar detroit maçında rasheed e verilse hakemleri döverdi o kadar yani.. hele bir pozisyonda ribound u alıp andersen in kolu sağ kolunu tuttuğu halde iken sol eliyle attığı basketin hakem tarafından hatalı yürüme olarak iptal edilmesi sonucunda yaptığı itiraza teknik faul verilmesi yok artık hakemm.. dedirtti bana.. o andan itibaren maçı hakeden houston zor da olsa maçı kazandı..

diğer maçta son periyoda kadar neredeyse her açtığımda önde olan toronto, atlantaya boyun eğdi.. orda ismail inde maç içinde bahsettiği şekilde coach woodson bir ara solomon jones un 5 oynadığı bir kısa takımla oynadı ve bosh gibi bir adama sahip takım bu sırada farkı açamadığına yansın.. bir ara ülkemizde fenerbahçe de oynayan jay triano coach olarak bu mach-up tan yararlanamadı.. son periyotta üstünlüğü ele geçiren atlanta bir kaç kez daha geriye düşmesine rağmen kendi evinde maçı kazanmayı başardı..

3. maç detroit - memphis maçı ise iverson ile detroit in hala tam uyum sağlayamadığını bize bir kez daha gösterdi.. gerçi ben 3. periyodun ortasında uykuya dalsamda, farkın fazla olmamasına istinaden memphisin iyi direndiğini görüyoruz.. ama detroit eski detroit olmadığı için bu durumda gayet normal.. yalnız bu maç yerine pacers - hornets maçı olsa kesinlikle uyumazdım herlade.. özetlerde bile insan heyecanlanıyordu..

4. maçın ilk çeyreğinde gözlerimi açtığımda bostonun phoenix i katladığını görüp saatimi kurup yattım.. cavs - lakers maçı için açık konuşursak.. o yüzden farkın bu kadar az olması şaşırttı beni..

ve gecenin en özel maçında ise, yani cleveland - la lakers maçında malesef uykudan uyanıp konsantre olmak zor olsada son çeyreğe kadar ara ara izlediğim maçın son periyodunda gerçekten mücadele ve lakersın arka arkaya yaptığı 2-3 takım oyunu benim için maçın en güzel anlarını oluşturdu.. ve maçla daha doğrusu lebronla ilgili bir iki şey yazmak isterim..

bu adamın yeteneğine ve dominant oyunculuğuna sanırım kimse itiraz etmez.. istediği her an istediği her hareketi yapabilecek kıvamda olmasına rağmen bu maçın son periyodunda arizaya çaldırdığı toptan sonra kafasına darbe almış gibi yapıp, daha sonra molaya girildğinde bile hakeme itiraz etmesi ve bunu ısrarla sürdürmesi ki tekrarlarda pozisyonun temiz olduğu bariz şekilde görünüyordu.. ben ve benim gibi bu adama pek sempati beslemeyen insanları kendisinden soğutmasına yol açıyor.. halbuki o pozisyondan önce topu kobe den resmen çaldı.. kobenin iki elinin arasındaki topu söktü aldı ama karşı yarı alanda ariza lebronun sürdüğü topa el uzatarak kolayca topu çalınca, ya gururuna yediremedi, ya da o anda artık maçı gittiğini hissetti. artık hangisiyse yaptığı saçma ve çocukça hareketleri açıklamaya yetmez..

tekrar maça gelirsek son periyotta kobe hücumda ipleri eline almışken bir ik şut kaçırdığında pek zorlamadı ve arkadaşlarını da devreye sokmayı bilerek maçı kazanmalarını sağladı..

yalnız burda arizaya bir paragraf açmak gerekirse; kendisinden kat kat yeteneksiz radmanovic ve walton ın değişerek de olsa ilk 5 çıkmalarını nasıl sindirdiğini merak ediyorum.. yani kendisine verilen sürenin neredeyse tamamını olumlu kullanan bir adam nasıl o kazmaların ilk 5 çıkmasına katlanıyor, heralde zen master ın ikna kabiliyeti yüksek, bence başka açıklaması yok..

ayrıca cavs - lakers maçı kaçıranlar ve izleyemeyenler için bu gece 23 te tekrar ntv spor da olacak hatırlatırım..